2 Şubat 2009

Dünyada Tek Başına


Evde canı sıkıldı. Biraz dışarı çıkmak istedi. Geceden kalma kıyafetlerini çıkardı. Alelacele bir kot ile tişört geçirdi üstüne. O sırada saatle göz göze geldi. 11’e geliyordu. “Enteresan” diye düşündü. Her gün bu saatte kapısını çalan temizlikçi kadın bugün gelmemişti. Bunca yıldır –sektirmeden- her gün gelmişti oysa… Bu konu üstünde fazla durmadı. Yanına birkaç eşyasını alıp dışarı çıktı.

Dışarıdaydı şimdi. Ancak burada da bir gariplik vardı. Caddelerin, sokakların en kalabalık olması gereken zamanda her yer boştu. Bütün dükkânlar kapalıydı. Yoğunluğundan şikâyet ettiği trafikte bile tek bir araç yoktu. Biraz yürüdü. Eğer başka yerlere giderse birilerine rastlayacağını ümit etti. Rastladığı kişilere bu ıssızlığın sebebini sorabilirdi. 5-6 sokak geçtikten sonra içindeki bu küçük ümit de kaybolmaya başladı. Hiçbir yerde kimseyi görememişti çünkü. Birden cep telefonu geldi aklına. Arkadaşlarını arayıp neler olduğunu öğrenebilirdi. Teker teker arkadaşlarını aramaya başladı. Ama hiçbiri cevap vermedi. Kafası karıştı. Birilerinin O’na kötü bir şaka yaptığını düşündü. Sonra kendi kendine “saçmalama” dedi, “Koca şehir sana neden oyun oynasın ki?”…En iyisi evine dönmekti. Televizyondan neler olduğunu anlayabilirdi.

Evine geldi. Temizlikçi kadın hâlâ ortalıkta yoktu. Ancak bu şaşırılacak en son şeydi. Hemen televizyonu açtı. Hiçbir kanalda yayın yoktu. Televizyon kanalları bile ortalıktan kaybolmuştu. Bilgisayarını açtı. Orada da bir cevap bulamadı. İyice kafası karıştı…

Birden göz kapakları ağırlaşmaya başladı. Vücudunun uyuştuğunu hissetti. Uyumaya direnmek istiyordu ama başaramıyordu. Gözleri yavaş yavaş kapandı. Uykuya dalmadan önce bu işte de bir gariplik olduğuna karar verdi... Ve derin bir uykuya daldı.

Uzunca bir süre uyudu. Sonra yavaş yavaş kendine geldi. Tahminince bir günden fazla süre geçmişti. Acıkmıştı. Mutfağa gidip karnını doyurdu. Dışarıdan araba kornalarının sesleri geliyordu. Pencereye yanaştı. Cadde her zamanki gibi kalabalıktı. Neler olduğunu öğrenebilmek için televizyonu açtı. Haberler vardı. Bir bayan spiker düzgün aksanıyla konuşuyordu:

- “Dün tüm dünya üzerinde oynanan saklambaç oyunu büyük bir felaketle sonuçlandı. Oyunda hile yapıp herkesi sobelemek isteyen çılgın bir bilim adamı dünyaya uyku bombası attı. Bayılan çoğu dünyalı daha uyanamadı. Çin tamamı ile yok oldu……”

Şimdi neler olduğunu anlamıştı. Her şey yerine oturmuştu…İlk şoku atlattıktan sonra temizlikçi kadına döndü: “madem oyun oynuyosunuz, insan beni de çağırır” dedi…

Uzun zamandır "garip hikaye" yapmıyodum, özlemişim :)...sipeyşıl tenks tu "rectoa"...Biterken "Murat Boz - uçurum" çalıyodu...kendinize iyi bakın efendim