23 Mayıs 2009

Ç.K. -2-

*Bugün değişik bir başlangıç yapmak istedi canım..Yazıya bir video ile başladım bu yüzden... Bilmiyorum sever misiniz ama benim hoşuma gitti... (şarkı: Katy Perry - think of you)

*Vücut yapmak (!) için hayatını spor salonunda geçiren, sürekli rejim yapan organizmaları anlayamıyorum anlamayacağım..Yahu kendine bu kadar eziyet etmek niye? Tarih boy boy senin durumuna düşmemek için isyan eden insanları yazıyor. Sen isteyerek aç kalıyosun- ağırlık bilmem ne kaldırıyosun…Bildiğin işkence...Peki sonuç? Biraz daha iyi görünen bir vücut..Aferin sana..Herhalde seni köle yapsak “iyi oldu valla vücudum formda kalıyo” diyeceksin...Tabii birde bunların “sağlıklı insan oluyorum ama beeen” diye kendilerini savunan cinsleri var..Hayır arkadaşım…Yolda yürürken kafana saksı düşüp ölmeyeceğinin garantisi var mı? Ayrıca senin gibi yaşamaktansa yaşamamak daha iyi...

*ERKEKSEL HAREKET ENGELLENEMEZ!!! :) Bildiğiniz gibi blog dünyasında kadınların ezici bir çoğunluğu var..Futbol blogları dışında blog yazan erkek sayısı oldukça az. Bu durumdan rahatsız olan bazı cinsdaşlarım “biz buradayız biz de varız” demişler. İsteyenler şuradan kampanya hakkında bilgilenebilirler..Ben de bu kampanyayı canı gönülden destekliyorum..

*Kızlar neden kafalarını 45 derece sola yatırarak poz verir? Facebookta kimin fotoğrafına baksam hep aynı..Yoksa kullanıcı sözleşmesinde “kızlar poz verirken kafalarını 45 derece eğecekler” diye bir madde mi var? Sözleşmeyi okuyan biri bizi bu konuda bilgilendirsin..Ben okumadan kabul ettimde...

*Rtuk kanallara ceza vermek yerine çevre ile ilgili kısa bilgilendirme filmleri yayınlatıyor ya..Ben o filmi çeken adamların neler hissettikleri çok merak ediyorum..Sen onca yıl oku-çalış-çabala...Sonra senin filmlerin bir kanalda anca “ceza” niyetine yayınlanabilsin..Kendimi paraladığım yıllara mı yanayım, değerimin bilinmemesine mi üzüleyim, yetkililere mi küfredeyim, oturup ağlanacak halime mi güleyim...bilemem heralde...

*Kim ne derse desin Pink gibi manyak bir eşimin olmasını isterdim. Hatta Malcolm in the middle’ daki gibi başbelası çocuklarımız olabilir (ikimiz de çocuklardan nefret ediyoruz o ayrı)..Biliyorum kulağa çok ürkünç geliyo ama isterim ben bunu...evet..

*Bir önceki yazıda bahsettiğim dallama kaldığı yerden aynen devam ediyor...Resmen çıldıracam ya...Bir insan bu kadar kendinden emin nasıl sallayabilir??? Ne pis bişeymiş böyle bir durumda susmak zorunda kalmak...

*Bir arkadaşımın daha kitabı "çıkıyor" lan...Bu 4. arkadaşım tarafından çıkarılan 7. kitap..Hepsi amatör olarak basılmış ve en fazla 50 kopyalı kitaplar olsa da insan değişik duygular içinde kalıyor. Ne zaman büyüdükte “kitabım basılıyo” aşamasına geldik? Hehheh...Bir an ilk ve tek kitap denemem aklıma geldi..İnterneti keşfettiğim zamanlardı sanırım..Oradan buradan arakladığım “komik yazılar”la –ki hiçbiri komik değildi- word belgesinde uyduruk bir kitap yapmıştım..Cesaret edip bir (rakamla 1) kişiye okutmuştum..O günlerin üstünden bolca zaman geçti ben hevesimden vazgeçtim...Ve o kişi...maalesef şuradaki arkadaşımdı...

*Bir yazının daha sonuna geldik..En kısa zamanda görüşebilmek dileğiyle...Kendinize iyi bakın...

14 Mayıs 2009

Ç.K.


*Cenk ve Erdem Beylerin mmm tadındaki sitesi Müebbet Muhabbet yepyeni hali ile karşılarımıza çıktı. Sitenin yeni hali oldukça eylencelik ve vakit geçirgeçlik olmuş. Şöyle bi göz atmanızı tavsiye ederim...Bu kıyaağmı da unutmayın :) ...Bu arada Cenk ve Erdem Beyler H.Ö.T.K. isimli programlarıyla cumartesi ve pazar günleri saat 23:15'te Kanal 24 ekranındalar.....Çoğunuz biliyorsunuzdur ama aranızda benim gibi bu haberi kaçıranlar olabilir (üzerinize afiyet ben daha 1 ay önce öğrendim)

*Biz erkekler ne pis yaratıklarmışız ya!!! Okulda bir proje için bir günlüğüne işitme ve konuşma engelli oldum. Bunu duyduğunda her erkek -güya şaka(!) olarak- karşıma geçip beden diliyle "ben seni ......" dedi. Ama tüm erkekler lan. Birbirlerinden tamamen habersiz, çeşit çeşit erkek istisnasız aynı şeyi yaptı...YUH! Ayrıca "Enis öyle gezerken arkasında sürekli 4-5 kişi ana bacı küfrediyodu eheheh" diye sallayan -arkadaş demeye dilim elvermiyor- dallamaya buradan selam ederim...Size söylememiş olabilirim ama kulak tıkacı tam anlamıyla tüm sesleri engellemiyor. Yakın mesafedeki her şeyi duyabiliyordum -ki hiç öyle birşey duymadım-. Duyamayacağım uzaklıktaki seslere gelince...yanımda sürekli gezen arkadaş sence kağıda ne yazıyordu -ki o da öyle birşey rapor etmedi-? yaaa yaaa... not:projenin akıbeti için bu gerçekleri kendisine açıklayamıyorum.

*Bi insan evladı nasıl köpeklerden korkmaz-onları nasıl sevebilir hiç anlamıyorum...Havlamaları bile beni tırstırmaya yetiyor şerefsizim, sen tutup ağzının içine elini sokuyorsun. Eşşek kadar dişler var lan o ağzın içinde. parçalayıverir alimallah...Hayvanları severim ama köpekler ne olur benden uzak dursun...(konuyla alakasız ama Hande Yener'i gece yolda görsem korkarım...evet...)

*Emre hakikaten "yazıyo"muş...Hatta o kadar iyi yazıyormuş ki kendisini bir süre "gerçek" sandım...Algida yetkililerini de buradan tebrik ediyorum...reklam çalışmalarına blogger'ı karıştırdıkları için...

[*]Ve Scrubs bitti...offff offfff içim acıyo ya...Şimdi bana "manyak" diyebilirsiniz, ama napıyım? Uzun yıllar boyunca ben onlarla büyüdüm, onlar benle... JD'yi, Turk'u, Carla'yı, Dr.Cox'ı, Elliot'u, adının ne olduğunu hala tam olarak bilemediğimiz Janithor'ı, Ted'i, Kelso'yu, Jordan'ı, Todd'u vs. bir daha göremeyeceğimi bilmek....Sanki çok yakın bir dostumu kaybetmiş gibiyim-mal mal o'na üzülüyorum kaç gündür...Son iki sahneyi yazan arkadaşı da buradan tebrik ediyorum...Scrubs-severleri depresyona sokmak için elinden geleni yapmış...Bölüm boyunca da bir ağlatıp bir güldürdüler. Ne hissedeceğimi şaşırdım. Başka bir dizinin finaline bu kadar üzülemem artık...ooffffffff ulannnnnn offffffffffffffff :'( ....

*oeehhh...Yeter bugünlük. Scrubs'ın üstüne birşey yazmak istemiyorum...


7 Mayıs 2009

Siz ve Ben...Bir Elmanın İki Yarısı :)

Sevgili Panda okurları...nabersiniz?:) Uzun bir aradan sonra* yepyeni bir yazı ile tekrardan karşılarınızdayım...Dün "acaba bloga bişeyler yazsam mı?" diye düşünürken aklıma geldi...Sizinle ne kadar ortak noktam var? Bugüne kadar hiçbirinizle yüzyüze görüşmüşlüğüm yok. Ama çoğunuzu uzun zamandır okuyorum ve e-posta yoluyla haberleşiyorum....Dolayısıyla hakkınızda -doğru ya da yanlış- birçok şey biliyorum. Yani böyle bir yazı yazabilirim :)...İşte sizle ben...ve "aa bu benim lan" dediğim birkaç (ayrım yok hepinizden bi tane) ortak özelliğimiz :P

Pclion gibi How i met your mother hastasıyım..Haftada 22 dakika onları göremezsem kendimi eksik hissediyorum-hüzünleniyorum. Sanırım biz manyağız :)

Azuth gibi korku filmlerine "aahaha gülmekten kırıldık" diyen tiplere uyuz olurum. Öyle diyeceksen izleme kardeşim zorla mı izletiyolar halla halla...(demeyi çok isterdim ama yüzlerine de bişiy söylenmiyo ki, bu yüzden arkalarından atıyorum :)

Kandıralı gibi hediye almayı beceremem. Neyseki bu işte yardım edecek birkaç melek tanıyorum...(bu arada kendisi "en büyük asker bizim asker" olmuş, en kısa zamanda yeniden aramızda olur inşalla -askere ne denir bilmem-)

Pucca gibi ayaklarımı patetes cipsi (hatta marka vereyim: doritos) gibi kokutan bir çift ayakkabıya sahibim...sanırım aynı marka :) ayrıca onun gibi ünlü olma hayallerim var, aşırı kıskancım vs...

Tuba gibi etrafımdaki konuşmaları dinlemeyi çok severim...Hatta burada bile birkaç kez bahsetmiştim...meraklı insanız vesselam :)

Rectoa gibi kelimelere-harflere-işaretlere kişilik yüklemeyi çok severim...Belki bir ara burada da yaparım bir "harf/kelime -karakter analizi"...

Deli Profesör gibi burun kıllarımı koparırım. Biraz sadistçe ama hoşuma gidiyo, napıyım :)

Tuerk gibi takım elbise hastasıyım. Ama hiçbiri bana tam olmaz...kısmet işte

Balaca gibi ne olduğum belli değil. Dakikam dakikamı tutmaz. Aynı anda hem mutlu hem mutsuz olabilirim :) (o'nun değimi ile: optimist pesimist)

Müge ile hiçbir ortak noktamız yok, tamamen zıttız. Nasıl oluyo da kendisini bu kadar severek okuyorum...bilemiyorum :)

Biyonikkedi gibi zaman zaman huysuzlaşıp etrafa sataşırım...Ayrıca ikimizde uzuuuun uzuuuun bloga yazmayı unutuyoruz :)

Kedikumu gibi "zevkine reklam afişi tasarlamaca", "itiraf.com'a fake itiraflar gönderip yönetici delirtmece" gibi hobilerim vardım...ehehee

Missipipi (teyyare)...bununla tüm huylarımız aynı (ruh ikizi?!)...her yazdığı şeye "aaa beeeenn" demekten sıkıldım...bazen "missipipi ben miyim lan yoksa" diye kıllanıyorum...o kadar biribirimize benziyoruz.

Zoitsa gibi evlere şenlik bir annem var...

Yasemin'in iş arkadaşları o'na Yasimo diye sesleniyodu sanırsam...Benim de lakabım Asimo...eee...tamam bu olmadı...Yaseminle de ortak bir özelliğim olsun diye zorladım :)

Merope gibi el ucuyla sıkışan insanlardan tırsarım...

İlk aklıma gelenler bunlar efendim...Sizin "bak bi de şu var" dediğiniz birşeyler kaldıysa ya da unuttuğum arkadaşlar olduysa bi haber verin...Bu da böyle bi konu oluverdi işte...

*Biliyorum...Artık bloga ayda yılda bir yazmaya başladım...Onlar da hep özür yazısı oluyor...Ama yakın bir zamanda bol bol buralarda olacağım, çok az kaldı... Sabreeeeetttt sabreeeetttt inciiiiii taneeeeeeeeemmmm....