31 Ağustos 2008

Origami Panda Yapımı

İşte bu da tarafımdan yapılmış hali :P...(resim biraz kötü çıktı ama olsun)

30 Ağustos 2008

Pandanın "Yapılacaklar Listesi"

@Herhangi bir şekilde 100 metreyi zaman tutarak koş..Pekinde adamları 10 sn.de koşarken gördün..Bakalım sen kaç dakika da koşacaksın???

@Fist of Zen deki "sixty second serpent snatch’de yarışmacıların cinsel organlarını gerçekten çekiyorlar mı öğren (nerden öğreneceksen?)..Eğer gerçekse ekrana daha irkilerek bak...

@En acilinden 6 post gir..Şu müzik her girişte çalmasın..Hem bloga uymuyor hem insanı bir fena yapıyor...

@ “Zenit yeni Galatasaray mı oldu?” diye dedikodu çıkar..Bugünlerde futbol geyikleri yok...Hortlatmak lazım..

@ “Aşk diye bir şey yok..Varsa da bana lazım değil..Bana çalışma gerek” diye kendini kandır..Kendini ancak öyle kurtarabilirsin..Geceleri rahat bir uykuyu da...

@Topla yapılan spor mücadelelerine girme..Kendini rezil etmekten başka bir şey yapamıyorsun.. “Teğmen oturup çavuş kalkma”
*

@Yeni masaüstü resmi bul..Bu sefer okuduğun bir blogdan alıntı olmasın..(her açılışta akla zoitsa gelmesi nasıl bi duygu anlatamam)

@Sabahın köründe müziğin sesini sonuna kadar açan komşuna suikast planla...

@Facebook’a üye ol..Millet facebook konuşurken kenarda susup kalma..

@ “Merve”ler ile “Kübra”ları birbirine karıştırmamak için yöntem araştır..İkisi birbirine benzer isimler değil..Karıştırınca ayıp oluyor..

@Bilgisayarına Worms World Party oyununu indir.. Hatırladığım kadarı ile zevkli bir oyundu..

@Soyulan derini daha da fazla soymaya kalkma...Hiç hoş değil..

@"We Heart Stuff" diye bir tema var..Bloga güzel olabilir..Bir dene...

Eylül ayında yukarıdaki maddeleri gerçekleştirmeyi planlıyorum..Tamamını olmazsa bir kısmını...Ay içinde ara sıra yapabildiklerimi ya da yapamadıklarımı yazabilirim..

29 Ağustos 2008

...

Bir sabah olsa binbir umutla
Güneş bile açsa............açmaz , saçma

Bir gece olsa, samanyolu hatta
Yıldız bile kaysa..............kaymaz saçma

Kendine iyi bak deme , denmez saçma
Kendime bakarım elbet sen hiç korkma
Kendine kalıyor insan eninde sonunda
Sen bize iyi bak tanrım, sevdalı kullarına

Herşeyi alma, bir küçük eşya
Bırak bana yeter........ Yetmez , saçma

Dön gel uzatma, hayat bu unutma
Zaman bile dursa........durmaz, saçma
...
* *


Kendim birşeyler karalamıştım aslında..Ama biliyormusun 'Gıcık'..hiç biri sana yakışacak kadar güzel olmadı...Ne kadar üzdün bizi gidişinle..farkındasın değil mi?..İnşallah oralarda bizi aramayı unutmazsın..Yoksa yemin ediyorum yanına gelip fena döveceğim seni..O kadar sinirliyim sana..Tamam mı?...Ha?...Gıcık?...Gittin mi?...Güle güle :'(...
Yolun Açık Olsun 'Gıcık' Arkadaşım G.......
Edit:Ne olur bizim için üzülme..Kendine iyi bak..Merak etme..Biz senin yerine de fazlasıyla üzülürüz..Tamam mı lan?:'(

28 Ağustos 2008

Bir Kedinin Günlüğü (vol.2 ep.1)

Slm sevgili Günlük...
Naber :)..(Giriş biraz saçma oldu kusura bakma..Çok özlemişim seni..Ondan :) )..Uzun zaman oldu sana yazmayalı..Ben diyim 5 sen de 6 ay..Patimde yazmaktan oluşan nasır bile geçti..Ama napiyim? O kadar zamandır seni arıyorum.. Yeni sahibim olacak dişi saklamış..

Sahip demişken ben yine sahip değiştirdim günlük (kusura bakma söylemeyi unutmuşum x) )..Bu yeni sahip diğerlerinden biraz farklı..Mesela saçı kıpkırmızı..Burnunda küpe filan var..Geçen gün “sahip yanlış yere takmışın dur ben doğru yere takıyım” diye burnuna atıldım..Bana bağırdı salak şey..Küstüm hiç konuşmadım iki gün..Sonra bana sevdiğim mamalardan almış affediverdim kırmızı kafayı..Neyse..Bu kırmızı kafa ile sabah akşam evdeyiz..Arada sırada bana mama almak için evden çıkıyor o kadar..Çoğunlukla bi kutunun başına oturuyor sonra başlıyor altındaki şeye “tık tık” vurmaya..Bir iki kere ben de yardım ediyim diye yanına gittim beni uzaklaştırdı..Nedenini daha anlayamadım ama kafama takmıyorum..Ara sıra o kutudan müzik çıkıyo (bir kutudan müzik nasıl çıkar?bunu da bilmiyorum) başlıyoruz karşılıklı oynamaya..Sonra benim sana yazdığım o çubuklarla resim çiziyo..Geçen gün benim resmimi çizmiş duvara asmış..Bir sevindim bir sevindim anlatamam..Laf aramızda ben bu kırmızı kafayı seviyorum (sakın ona söyleme :))..Sanırım O da beni seviyo..Bazen biraz kızıyo (özellikle resim çizerken üstüne atıldığımda) ama olsun..Tabii kötü huyları da yok değil..Mesela kumumu hiç temizlemiyo..Birkaç kez durumu protesto etmek için halıya sçtım oralı bile olmadı..Biraz pis galiba..Eğitmem gerekecek..Ahh ahh..Gözlüklü sahibim ile Çilli olacaktı ki...nasıl kızarlardı bana..Yok anam yok..Bu yeni nesil temizlikten filan anlamıyo..

Neyse..Lafı fazla uzattım..Şimdi gidiyim ben..Karşı apartmanda dişi bir İran kedisi var (sahibi de bizim kırmızı kafanın arkadaşı -sürekli bize gelir-)..Ona bakıcam camdan..Henüz bana yüz vermiyo ama bunun Mayıs’ı var..O zaman görücem ben onu..Ehe ehe ehe miyaaauww :)...

Deli-kedi "Kede" 2008
Devam Edecek...

Açıklama:Şimdi adı Panda olan bir blogda kedi ne arıyor diyebilirsiniz..Bu kedi uzun zaman önce yazdığım mini-dizi gibi bir şeydi..Cümleler ve olaylar basit (ve kısa) olduğundan yazarken pek bir eğleniliyor..Özlemişim "kedi" yazmayı -aklımda yazacak yazı da yokken-yazmayı istedim..Yeni sahip,yeni ortam ve yeni bir günlükle yeniden klavyemde "Deli-kedi"(ikinci sezon hesabı)..Arada sırada birkaç kısa bölümle devam edecek..Umarım bu kez son diye birşey olmaz :)..
Biterken çalan birşey yoktu..

Edit:Meğer devam etmeyecekmiş..Bu sonmuş...

26 Ağustos 2008

Fashion Forecast

Sevgili Müge sonunda "bağyanlara özel" blogunu sonunda açtı(linki sağda bir yerlerde bulabilirsiniz)..Bu yeni blogda modadan mı ne bahsedecekmiş neymiş...Bildiğiniz gibi modadan pek anlamam..Bundan birkaç post önce bunu dile getirmiştim..Mesela benim için Milano diyince İnter ve Milan takımlarından başka birşey gelmez..Ama bu yeni blog benim Müge eşşeğinin aklına karpuz kabuğu düşürmem sonucu açılmış(Mügenin yalancısıyım)..Bu yüzden kendimi biraz sorumlu hissettim..Mügeye moda hakkında dahice fikirlerimi verebilemek;onun da bu engin bilgilerimin kıyısından köşesinden yararlanabilmesini sağlamak için (o kadar güzel sallıyordum ki kendimi durdurmaya kıyamadım) moda hakkında biraz beyin fırtınası yaptım..Tabii bu daha çok takoz bir arabanın çalışabilmesi için arkadan ittirilmesine benzedi..Ama ben yılmadım..Araştırmacı yazar kimliğimle(gardrobumu araştırdım) oturma organımdan gelen sallama yeteneğimi birleştirerek bu şaheseri ortaya çıkardım..Adına da "Erkek giyim modası" dedim..Erkekler aşşağıdaki maddeleri okuyup-uygulayarak (üstüne üflerlerse güzel olur) önümüzdeki yüzyılın modasının ince noktalarını yakalamış olurlar..Müge ve moda blogu oluşturmayı düşünen diğer bağyanlarda bu yazıyı tekrar tekrar okusun..Hatta kendilerine notlar çıkarsınlar ondan sonra yazsınlar(-vay anam vay diyim ben sana)..Bundan sonra konusu -atıyorum- metal müzik,bohem tarzı hayat,sanatsal fotoğraf çekme,şarap çeşitleri olan bloglar açmayı düşleyen yazarlar buraya yazsın..Önce gazı vereyim sonra konu hakkında süpersonik bilgilerimi paylaşıyım...Neyse..İşte karşınızda "erkek giyim modası hakkında süper ipuçları"...

-T-shirt+kot pantolon+chuck taylor model convers 3lüsünden oluşan kıyafet gayet güzel ve rahattır..

-Dolabınızda bir keten pantolon ile bol cepli, şişkin -gitarcı pantolonu diye tabir edilen- yeşil pantolondan bulunsun..Özellikle ikincisi..Bazı yerlere çok iyi gidiyor..Hem de çok rahatlar..

-"gitarcı pantolonu"nun üsütne mal gibi t-shirt geçirmeyin..Onun yerine -tercihen- hafif renkli kırışmış gibi duran gömekler var..Onlardan giyinin..

-Conversiniz eskimeye başladıysa bir tekine turuncu bir tekine yeşil bağ geçirerek yeni bir hava yaratabilir/milleti uyutabilirsiniz..Güzel tepkiler bile alırsınız...Ya da gidip yeni bir converse alarak bu şarlatanlık kısmını atlayabilirsiniz..

-T-shirtünüzün önünde salakça yazılar olmasın (örn.çok sarhoştum vs.)..çok antipatik..Bulabilirseniz yazısız alın..

-Kışın sweat-shirt giyin..Özellikle yatay çizgili olanları entellektüel hava veriyor..

-Çalışıyorsanız değişik desenli/şekilli kravatlar denemeyin..Hiç yakışmıyor..Onun yerine takın sade renkli krvatınızı..İnanın daha güzel..

-Ayrıca siyah bir gömleğiniz olsun..Arada sırada siyah takım elbisenizle onu giyin..Mor veya kırmızı kıravatla çok güzel oluyormuş..Ben diyenlerin yalacısıyım..

-G-string,parmak arası terli gibi şeylerden uzak durun..Özellikle g-string..Giydiyseniz de dakika başı düzeltmeye kalkmayın..İğrenç (ama çok iğrenç) bir görüntü..

-Öğrenciyseniz süveter diye tabir edilen yün atlete benzeyen şeyin üstüne rozet takmaya kalkmayın..Ceketlere takmak için üretilen bir malzemeyi süvetere takmak çok salakça(Onun yerine kolye deneyin daha güzel)..

-Benim gibi zayıfsanız yazın bilekliklerden vazgeçmeyin..İskeletor gibi kollarınız gözükmez..

-Bileğinize yakışıyorsa bir bez parçası bile bağlayabilirsiniz..Şahsen ben gördüm..Adama gayet de yakışıyordu..

-Bileklik dışında kullanacağınız aksesuarların bir işlevi olsun..Boşuna taşımayın..

-Özellikle ultra küçük bel çantalarından uzak durun..Onun içine ne sığdırmaya kalkacaksınız Allah aşkına?

-Gözlük kullanıyorsanız güneş gözlüğü kullanamadığınız için üzülmeyin..Normal gözlük daha karizma duruyor(bkz.Kedi ulaşamadığı ciğere pis dermiş)...

-Sakın kalın kenarlı gözlük almayın..Arada bir moda olsada modası çabuk geçiyor..

-Bekarsanız t-shirtleriniz çoğunlukla siyah olsun..Böylelikle "ay hemen kirlendi" sorununuz olmaz..

-Pantolonlarınızın cebine Allah ne verdiyse tıkıştırmayın iğrenç duruyo..Onun yerine ceket ceplerini tavsiye ederim..

-Kemer diyip geçmeyin..Bir kemer bile herşeyi değiştirebiliyo..Paraya kıyıp iyi bir kemer alın..

-Her gördüğünüz şeye özenip her yerde o ürünü aramayın..%70i size yakışmaz..Adam iyi taşıyo işte..

-Alışverişinizi Boyner,Collezone gibi bol ucuzluk olan yerlerden yapın ki sonradan "ay hemen niye böyle oldu o kadar para vermiştim halbuki" gibi cümleler kurmayın..

-Yazıyı "moda insanın kendine yakışanı giymesidir" gibi tırt bir cümleyle bitireceğimi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz..Sırf yakışıyor diye ispanyol paça pantolon+bonus saçlarla önünüzden biri geçse moda mı olacak?Hayır efendim..Moda insanın kendine yakışanı giymesi değil en basit olanı giyinmesidir..

Biterken birşey çalmıyordu...

"Çim-Koltuk"

Evimde görmek isteyeceğim eşyalardan biri..Hatta "Allaam nolur onlardan bir tanesi benim olsun":D..Düşünsenize hem halı hem koltuk..Hem de "çim".. Yani ürünün ismi öyle..Nasıl çim ben resimden anlayamadım..Ama ürün benim gibi kıç baş yayarak oturanlar (bkz.resimdeki oğlan) için süper bişey..Biraz küçük gibi duruyor ama iki çim-koltuğu yan yana koyup birleştirmek sureti ile o sorunda aşılır..Düşünsenize..Akşam maça (olmadı filme,oyuna vs.) arkadaşlarınızı çağırmışınız..Şu sıcak yaz gününde buz gibi içeceğinizi almışınız..Yanınada abur cubur birkaç şey..Sonra oturun çim-koltuğa..Bir daha kalkmayın :)...
Ürün hakkında bildiğim tek şey ismi ve bu resmi..Başka birşey bilmeden hayallere daldım ama..Hatta evde nereye koyacağımı bile buldum:))..Neyse..Ürünü ilk keşfeden "Petitin yeri"nde Yasemin Yıldırım..Çalıntı post durumu olmasın..Bende sizle paylaşmak istedim..Umarım beğenmişsinizdir efendim...

Biterken "Demis Roussos-Elle Attend" çalıyordu:) (Gaykedi special)..

25 Ağustos 2008

Dün














Şu an nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum..Dün üzerimde kara bir bulut dolaştı durdu..Blogger'ın (birazda kendimin) azizliğine uğradım..Neyseki çabuk toparladım ve bugün bu açıklamayı girebiliyorum:)..

Dün kuzenim birkaç şablon göndermiş "dene belki seversin" diye..Eyvallah dedim ve şablonları denedim..Ama bok huyum yüzünden hiç birini tam beğenemedim..Birinin rengine birinin boyutlarına birinin resmine vs. hepsine bir bahane buldum..Sonunda eski kaydedilmiş temam en iyisi deyip onda karar kıldım..Ama o da ne?Şablon hatalı bulundu ve yüklenmedi..Neyse dedim..Nasıl olsa bloggerın hazır şablonu minima strech..Aynısı bi daha yüklerim..Minima strechi seçip üstüne blogu görüntüledim.. Aman Allahım..Karşımda resmen başka bir şablon..Meğer blogger temada değişikliğe gitmiş..Ben de ne biliyim..Tuttum klasik şablona döndür dedim..Ben bekliyorum minima strech eski haline dönsün..Ama blogger taa 2004teki haline döndü..Şablonların yarısı gitmiş,şablon üstünde değişiklik yapamıyorsun,internetten şablon yükleyemiyorsun,gönderi düzenlenmiyor,arşiv bildiğimiz arşiv şeklinden çıkmış,yazılarımın çoğu biribine girmiş..Eski haline de dönmüyor...Her şeyi elime yüzüme bulaştırdım..Birkaç arkadaştan yardım istedim..Sağolsunlar yardım etmeye çalıştılar ama hiçbir şey düzelmedi..Bu böyle kalır dediler..O anki sinirimle blog yazmayı bile bırakmayı düşündüm..

Neyse...Biraz sakinleştikten sonra yeni bir blog açtım..Eski yazılarımı buraya aktardım..Eskisinden farkı olmamasına özen gösterdim..Aynı tarih aynı resim aynı yorumlar filan..Tek tek kopyaladım hepsini..İsmini ve adresini aynı yaptım..(diğerini de bir köşede dursun diye kaldırmadım bakarsınız yine hata yaparım:D)..Sadece temayı değiştirdim..Şimdiki tema istediğim bir çok özelliğe sahip ama renk düzenleme özelliği ve yazının üsütünde tarihi yok..Birde en yukarıdaki mavi şerit bir çıkıyor bir kayboluyor:)..Keyfine göre hareket ediyor..Bunun dışında -şimdilik- sevdim..Sonra sıkılıp yeni tema denermiyim/o sırada yine s.çıp batırırmıyım bilmiyorum..Şimdilik bu :)...

Not: Burçin tema için teşekkürler..(evet şu an kullandığım tema kuzenimin gönderdiği temalardan biri.ilk başta bunu kullansaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.ama yok.illa bi bokluk çıkaracam)
Not2:Gay-yor eski pandaya yazdığın son yorum için teşekkürler..O küçük yorumunun bile bana büyük bir destek oldu..Yakınlarına şunu iletir misin? "Yanınızda gay_yor gibi biri olduğu için ne kadar şanslısınız biliyor musunuz?" :)))...

Biterken "Justin Timberlake-Cry me a river" çalıyordu..

24 Ağustos 2008

Neden Yazıyorum?

Biyo! 2 gün önce blogunda okuyucularına "neden yazıyorsun?" diye sormuş...Oraya geyik olsun diye aklıma ilk gelen cümleyi (internette yapacak daha iyi bir b.k bulamadım) yazdım..Belki doğruydu bu..Ama nedeni tam olarak bu değildi..Daha önce hiç düşünmemiştim niye yazdığımı...İki gün düşündüm ve birkaç neden buldum..İşte..NEDEN YAZIYORUM?

1- Uzun zamandır takip ettiğim blogları "benim ne eksiğim var?" diye kıskandığımdan..YAZIYORUM...:D

2-‘Her sene en az 3-4 kez yenilenen kaldırım taşları’na benzeyen duygularımı kayıtlara geçip-yeri geldiğinde de "aaa ne kadar değişmişim" diyebilmek için..YAZIYORUM...

3-Kendime ait bir dünya oluşturmak..oraya kendimi (içimi değil) dökmek için..YAZIYORUM...

4- Unutmamak için..YAZIYORUM...

5- Etrafımdaki insanlarla konuşmayacağım şeyleri birileriyle konuşmak istediğimden..YAZIYORUM...(daha böyle bir durum olmadı ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor)

6- Bilim adamları "Yazmak insanı geliştirir" demiş..Kendimi geliştirmek için YAZIYORUM...

7- Büyük ihtimal yazar olamayacağım..Onun için YAZIYORUM...x)

8- Can sıkıntısı..

9-Kuralları olmayan bir yer burası..Kurallardan sıkıldığım için YAZIYORUM...

10- Zaten yazıyordum..Boşuna kağıt tüketmeyim diye blog YAZIYORUM...(çevreci mesaj:P)

22 Ağustos 2008

Haftanın Oyunu...

Sevgili panda severler(bu bloga girenler pandaları sevmeyi kabul etmiş olurlar:))...Son günlerde hangi bloga girsem “haftanın/günün x”i diye bir köşe ile karşılıyorum..Haftanın erkeği,şarkısı,gacısı,resmi,ayakkabısı,kitabı,oyuncusu....Her geçen gün sayıları artıyor..Ben de denemeye karar verdim bu “haftanın x”ini..Şöyle bir düşündüm “uzman olduğum ne var?” diye..Affedersiniz ama bi bok bulamadım..Müzik desen...öyle geniş bir repertuarım yok..Moda desen... bildiğim tek şey çizgili giysiler insanı şişman gösterir (enine miydi boyuna mı?)..Günün güzeli yapsam ...Samantha Mumba’yı güzel bulan biriyim...Bir de kalkıp kendimi rezil etmeyim..Kitap desen...kitapları tavsiye etmeyecek kadar cimriyim..Hem beğenilmezse kitabı ben yazmışım gibi utanırım...

Öyle böyle sonunda “haftanın oyunu” yapmaya karar verdim..Ama sadece temsili bir şey..İlk (ve son) haftamızın oyununu
şuradan indirebilirsiniz..Adı:super crazy guitar maniac...Guitar Hero sevenler kaçırmasın derim..14 şarkılı flash versiyonu bu..Ama içinde çok güzel şarkılar var(Aşağıdaki postun yorumlarında klip çekme hastalığına sahip olduğunu söyleyen arkadaşlar bolca malzeme bulacak..şahsen ben buldum :))..6 çeşit de gitarınız var..Beceriksizin teki olduğumdan sadece birinci parçasını çalabildim..Azıcık becerisi olanlar oyunun sonunu bile getirebilir..Bu kadar :)...(artık kimse "Panda'da haftanın x'i yok" diyemeyecek)

19 Ağustos 2008

Hastalıklarımla Sev Beni











Normal bir insanın 15 ile 20 arasında hastalığı-alerjisi-fobisi olurmuş..Aylak bilim adamlarının yeni araştırması..Tabi normali buysa anormali nasıldır?Normal bir insan bu hastalıklarla nasıl yaşıyor?Bilim adamları tüm herşeyi çözmüşte bi tek bu mu kalmış?Bu adamlar bunun için mi okuyor?Devletler o kadar parayı bilim adamlarına bu bilgi için mi veriyor?Aklıma gelen ilk şey bunlar..Sonra da "peki benimkiler" sorusu geldi..Şöyle birazcık düşündüm..Hastalıklarımı tespit ettim..Ve bunu sizlerle paylaşmanın haklı gururunu yaşıyorum..(millet mal varlığını açıklasın ben hastalıklarımı..peehh:P)

@Boyun kıtırdatma,parmak (vb. kemikleri) çıtlatma hastalığı
@Siyah tenli bir insan görünce "zenciii" diye bağırmayı isteme hastalığı
@Aynı şekilde çekik gözlü görünce gülümseme hastalığı
@
Çekingenlik hastalığı
@Şarkı sözlerini kendine göre değiştirip saçmalama hastalığı
@Kendini kedi sanma hastalığı(yalnızca köpek görünce ortaya çıkıyor)
@Yükseklik korkusu
@Gece yatarken bir sürü proje/düşünce/yazı tasarlayıp sabah unutma hastalığı
@Çabuk bıkma hastalığı
@Başım ağrıyo diyene hamilesindir demeyi isteme hastalığı
@Filmlerdeki esas oğlan ve esas kıza gıcık olma-kötü adam kazansın deme hastalığı
@Çorabın kirlenip kirlenmediğini koklayarak anlamaya çalışma hastalığı
@Yüksek ses içeren alanlarda avazının çıktığı kadar bağırma hastalığı
@Kulaklıkla müzik dinlerken şarkıya kafadan klip çekme hastalığı
@Güzel bir şarkı dinlerken "bu şarkı benim için yazılmış" deme hastalığı
@"Gevurca" diye tabir edilen bâzı dizilere bağımlılık
@Islık çalmayı becerememe hastalığı
@Bir yere bağlanıp kopmakta zorluk çekme hastalığı(tatil zehir etme hastalığı)
@Israrla soğuk su içip sonra da "anamm çok soğukmuş" deme hastalığı
@Her boka "ben olsam ne yapardım" diye düşünme hastalığı
@Fenerbahçe alerjisi(Roberto Carlostan neyim eksik..hıh)

Not:Artık teyzelerimiz "şuram ağrıyee ay buram ağrıyee" diye şikayet etmesin..Bak.. normal insan olmanın göstergesi onlar..
Biterken Malt-Gol çalıyordu...

16 Ağustos 2008

Yalnızlığın hikayesi

Yalnızdı..
Yapayalnız..
Adeta kalabalığın içinde saydam bir cisimdi..Kimse O'nunla konuşmuyordu..
Her gün birkaç kişi ile "hiç olmazsa" selamlaşmak için kalabalık bir parka gider oturur insanlarla tanışmak için heyecanla bekler ama başaramazdı..
Birçok kez de ilk adımı kendisi atıp etrafında gördüğü kişiler ile konuşmak istemiş ama insanlar karşılık bile vermemişti..
Onun yerine yüzlerinde cevap istermiş gibi bir ifade ile ona bakarladı..Sonrasında da yanından kalkıp giderlerdi..
Adeta bir sessizliğin içinde boğuluyordu..
Hergün sektirmeden O parka gider oturur insanların birbirleri ile ilişkilerini seyrederdi..
Parka uzaktan bakınca herkes birileri ile beraber gibi görünsede O yapayalnızdı..
Morali bozulur bir insan sesi bile duyamadan eve dönerdi..
İnsanlar sanki O'na tavır almıştı..
Alışveriş yaptığı yerlerin sahipleri bile O'nunla tek kelime konuşmuyordu..
Hiç susmayan telefonunun çaldığını da uzun zamandır duymamıştı..
Tek dostu aynadaki silueti kalmıştı..
Hergün kalkınca dostunun karşısına geçip "bu gün farklı olacak.." diye sözler vermeye başladı..
Ama o kadar umutsuzdu ki günün farklı olacağından..Bu sözü verirken kendi sesini kendi bile duymazdı..
Neden böyle olmuştu?En ufak fikri yoktu..
Herşey normalken bir anda değişmişti..
Yalnız kalmıştı..
Son bir aydır böyleydi..

Bir gün karar verdi..
Gidecekti..
Buralardan uzaklaşacaktı..Kendisine sırtını dönen insanlara elveda diyecekti..
Bırakın doğup büyüdüğü bu şehri, ülkesini terk edecekti..
İnternette Amerikadan bir iş ilanı gördü..
Tam olarak uygun sayılırdı bu işe..Hemen müracaat etti..
Özgeçmişi sayesinde hemen kabul edildi..Artık tek yapacağı vize almaktı..O da çantada keklik gibi gözüküyordu..

Sağlık kontrolü için bir hastaneye gitti..İnsanlar -hatta doktorlar- burada da O'nla hiç konuşmadı..Ama artık umrunda değildi..Nasılsa yakında kurtulacaktı..
Bir çok testi yaptırdıktan sonra kulak-burun-boğaz'a girdi..Doktor çeşitli testlerden sonra kulağına eğildi ve kulağı ile uğraşmaya başladı.."Noluyo lan" demeye kalkacakken birden gökgürültüsü gibi bir ses duydu..Sonra da hastanenin seslerini..Ve -son bir aydır- ilk defa insan sesini...

-Beyfendi bu kulak tıkaçlarını bu kadar derine sokarsanız hiçbir şey duyamazsınız..
-Hassktir..Geçen ay soktuğum kulak tıkacını çıkarmayı unutmuşum..Bende diyorum neden hiçkimse benle konuşmuyo..Meğer hiç kimseyi duymamışım...

Evet..O yalnız filan değildi..Sadece biraz unutkandı..Kulağında -inşaat sesini duymayım diye taktığı- tıkacı unutmuş ve duyamadığını anlayamamıştı...
(Ne unutkanı..Düpedüz mal...İnsan hiç olmazsa telefonuna bakar di mi..100küsür mesajla cevapsız arama duruyo orda...)

9 Ağustos 2008

Kısa Parça #3 (tatil)

@Şu Rus kızları çok güzel de 30undan sonra bozluyorlar..Rusya’nın havasından mı suyundan mı bilmem..Bu konuda bilim adamlarını göreve çağırıyorum..Sırf bu yüzden tercihim Türk kızları (-sanki ruslar bakıyo da...)..

@Marmariste Atatürk’e benzemeyen Atatürk heykeli var?!?

@Atatürk deyince aklıma geldi..Bazı otel/bar/cafe gibi yerlere Türklerin girmesi yasak..Girilen yerlerde de Türklere 2.sınıf insan olarak bakılıyor..Türkçe yazan bir yer ara ki bulasın..Bazılarında garsonlar Türkçeyi bile zor konuşuyor..Düşünüyorum..Bizi kurtarmak istediği duruma düşmüşüz..Acaba kemikleri sızlıyor mu?

@Ne havuza ne denize girip sadece kitap okuyan sonrada “ay bunaldım vallahi” diyen tipleri hiç anlayamadım anlamayacağımda..

@Tabii “tatildeyiz” diye sabahın köründe kalkıp akşama kadar çıkmayan (kendine eziyet eden) tipleri de anlamıyorum..Tatildesiniz lan..biraz soluklanın..

@Bronz vücut ayrı bir konu..Küçük bir azınlık dışında kimseye yakışmıyor(zaten güneş kremi sürmeden geçen beş dakikada her yeriniz benek benek oluyor)..Peki bronzluk sevdası niye?

@Neden birçok otelin odaları berbat durumda?Başka zaman olsa "hayatta kalmam" diyeceğimiz yerde seve seve kalıyoruz..Acaba neden?

@Otel internetine diyecek sözüm yok..Bedava sirke baldan tatlı olduğu için mi yoksa evde kotalı internet kullandığım için mi bilmem ama otel internetlerini seviyorum/sömürüyorum..

@Arçelikin karekoke araçları var..Çıkıp şarkı söylüyorsunuz..Güya millet eğleniyor..Yalan tabii..Şebek oluyorsunuz..Seyircilerde dağıtılan maskot hediyeler için duruyor..Sizi dinlemek için değil..Sizde zaten maskot ve arçelik ajandası için çıkıyorsunuz oraya..Maskotu da bir görseniz..Eciş bücüş bir “çelik”..Sırf bu yüzden çıkıp* Fatih Ürek’ten Hadi hadi parçasını söyledim ya ben kendime ne diyim?

@Birkaç yazı önce biryerlerde bahsettiğim “ilişki olmayan temiz ilişkiler”den bir tane daha yaşadım..Bu sefer adını da öğrendim(Müge),sarılıp beraber şarkıda söyledim(*yukardaki arçelik şebek-starda) ..İlerisi yok..Kendimi How I Met Your Mother'daki Ted-Veronica’nın ilk ilişkisine hissettim(bkz.drumroll please)..Gece sonunda görüşmeyeceğimiz halde görüşürüz diyerek ayrıldık..Hala numarasını almadığım için doğru mu yaptım yanlış mı bilmiyorum..

@Bir ucu Akdeniz bir ucu Ege olan bir yer gördüm..Adını filan bilmiyorum ama..Allah'ın hikmeti deyip geçtim..

@"Buzlaş" diye bir şey keşfettim..Buzlaşmış meyve suyu gibi ama değil..

@"Langırt"ı keşfettim..Kıro-işi diye daha önce hiç elleşmemiştim..Ama burada baktım herkes oynuyo bende oynadım..Çok güzel birşeymiş..Oynayanların demek ki bir bildiği varmış..(krolaşmaya mı başlıyorum yoksa?!?)

@Otelin birinde "izini bırak" diye bir duvar vardı..Elinizi boyaya batırıp duvara el izinizi çıkartıyordunuz..Kendimi Holivud starları gibi hissettim..Ama sonradan öğrendiğime göre duvar dolduğunda yeniden boyanıyormuş..Anlayacağınız benim starlığım en fazla 2 sene sürecek..(bak üzüldüm şimdi)

@Marmaris'in İçmeler beldesinde "Türban Hotel" var..İçine girip "bikinili insanlar var mı" diye bir bakcaktım ama üşendim..

@Ve vedalar..O anlarda kendimi berbat hissediyorum..Biliyorum..Bir son mutlaka olacak ama felaket üzülüyorum..Sadece 1 kere konuştuğum insana bile hemde.."Biraz daha zamanımız olsa süper anlaşacaktık oysa" diyorum..Birde beraber bolca vakit geçirdiğin adamlar yok mu..Bunalımlara giriyorum..Kaç kişiyi geride bıraktım?bilmem..Adlarını bile unuttum bazılarının..yüzlerini unuttuklarım da var..Ama hepsine üzüldüm..Yakında unutup gideceğim hepsini..Yine de kendimi berbat hissediyorum...

@Kendinize iyi bakın efendim..Biterken "Linkin Park-Numb" çalıyordu...

6 Ağustos 2008

Reklamlar..

Ne zaman baby-star'ın "bebeğiniz mutlu siz mutlu" reklamını izlesem aklıma Lerzan Mutlu geliyor..Ben reklamın yapımcısı olsam Lerzan'la anlaşırdım..Çıkıp "bende mutluyum..Çocuğunuz için baby-star" filan deseydi..Acaip ilgi çekerdi ürün..tabii bazı sözlüklerde yazarlar "böğgk..iğrenç kelime oyunu..ilkokul zekası..hiç güzel olmamış" derlerdi ama reklam amacına ulaşmış olurdu(amaç ürünü konuşturmak nasıl olsa :P)..Bu da afiş olarak kullanılabilirdi mesela...

Not:resmi paint'te yaptım..Ögeleri orjinal resimden photoimpression ile kestim..Pek uğraşamadım..Uğraşılsa daha güzeli olabilirdi(niye uğraşılıyosa:D)..

5 Ağustos 2008

Bir öykü...

...
Uykusundan birden uyandı..Hızla yattığı yerden doğruldu..Gözleri faltaşı gibi açıldı..Normalde uyanması yarım saat sürerken bu sefer hiç uyumamış gibi dipdiriydi..Bu duruma kendiside şaşırdı..Kalktı..Tv'yi açacakken birden canı dışarı çıkmak istedi..Bunca yıldır ilk işi tv izlemek olurken bu sabah canı istemiyordu..Acelece üstünü giyindi..Eşyalarını yanına almadan kendisini dışarı attı..

Dışarıda yaşlı bir kadının kendine baktığını hissetti..Kadının yüzünde gizemli bir gülümseme vardı..Tam bir şeyler söyleyecekken kadın kendisine "hadi git" dedi ve ortadan kayboldu..Ürperdi..Ne olduğunu hala anlamıyordu..Ayakları sanki onu bir yere götürüyordu..Tek tek caddeleri sokakları geçti..Nereye gittiğini bilmiyordu..Birden bir apartmana daldı..Tanıdığı bir apartman değildi bu..Hızla katları çıktı..İstemsizce bir kapının zilini çaldı..Ne yaptığını kendide bilmiyordu..

...Kapı açıldı..Karşısında iş arkadaşı Tufan dikiliyordu:
-Hay....Bir yerinizde alarm filan mı var lan?Ne zaman ev yemeği yapsam bekarlar akın ediyo eve..Neyse gel..Kaynanan seviyormuş..Mantı var..
-KAYNANA!?!...
(gizemli son)
Bu tür hikayeleri rectoa hocam yazıyordu..Bende heves ettim yazıyım dedim..yazdım..Ortaya anca bu çıktı:)..