30 Haziran 2008

aşkın adı ece


O beni buldu.
Bense sadece orada bulundum
Adı Ece'ymiş öyle söyledi,
Çok güzelmiş, çok alımlı,

O beni buldu.
Geldi... sadece...
Geri koyacak sandım ama..
Beni aldı.. götürdü..

O beni buldu.
Evinin en gizli köşesine koydu beni
Kimsenin bilmediği en kuytu köşeye.
Canım sıkılıyor.. yüreğim de..

Sanırım beni geri götürmeyecek.
Ama kendi bilir
Adı ece'ymiş ece dedim ya
Soyadı mı?
Bilmiyorum...
yılmaz erdoğan-aşkın adı ece


Bayan ışıldar'a -adı ece olmasa da-...(soyadı..sanırım böyle birşey olmalı:))

29 Haziran 2008

Kısa Parça

Son 4-5 günde aklıma yazmak için birçok konu geldi..Bir çok da olay oldu..Ama oturup yazmak gelmedi içimden..Şimdi de hem yazmak istiyorum hem kim yazacak diyorum..Tatil yüzünden mi tembelleştim bilmiyorum..Ama bir yerden başlamak lazım..Şimdi parça parça o konuları yazıyım diyorum..

*Hepsi grubu "4 peynirli pizza" diye bir şarkı çıkarmışlar..Pizza reklamı olsa süper derdim ama değilmiş..Yuh dedim tabii ki(bkz.gerçekse çok komik şakaysa hiç komik değil)..
*"4 peynirli pizza" şarkısını duyduğum kişi bu şarkıyı benden duyduğunu kimseye söyleme dedi!?
*Ege Çubukçunun iki şarkısını dinledim geçen gün(yine aynı kişi söyledi)..Biri ekşisözlüğe diss'ti diğeri de Ceza'ya..Sonra da Ceza'nın ege çubukçu'ya ve ekşisözlüğe dissleri ile karşılaştırdım..Rapin iki yakası birbirine hiç benzemiyor..Ceza "rapin kralıyım" diye övünmekte haklıymış..
*Bu arada haberleri aldığım arkadaş bir ajans kursa ya "ö..e haber ajansı" diye..Her bi b.ktan sayesinde haberim oluyor..
*Aybenin yeni albümü çıkmış..Yeni haberim oluyor..İnşallah bir kaç güne kadar baştan sona dinleyeceğim.
*Şu kota olayı ile kendimi "ay sonunu getirmeye çalışan memur" gibi hissediyorum..
*Sonunda bu da oldu..Punk-rock dinlemeye başladım..Bu kadarını ben bile beklemiyordum..
*2 gündür gördüğüm rüyaların birinde yüksek bir yerden atlayarak birinde de -hep havalı bulduğum şekilde- kendimi bir aracın önüne bırakarak öldüm..
*Birkaç rüyamda da hiç o gözle bakmadığım bir okul arkadaşıma deli divane aşıktım..Rüyalarım sapıttı sanırsam..
*Married with Children izlerken Al Bundy'e acıyıp onunla birlikte hüzünlendim..Yok artık Ali Sami..
*Prison Break'ta esas kız Dr.Sarah geri dönüyor..Bir yandan çok seviniyorum sarah döneceği için..İlk sezon tadını yakalarız inşallah..Ama ölmüş birini nasıl geri dönderecekler merak içindeyim..
*Darısı How I Met Your Mother'da "pastacı kız Victoria"nın başına..
*Bu günlerde en fazla "neyse" "eee" "yuh" kelimeciklerini kullanıyorum..Ne oluyo lan bana?
*Ekşisözlük sayesinde "cehennemin cennete göre avantaları"nın daha fazla olduğunu öğrendim!?
*Yolda yürürken tanımadığım kişilerle kavga ettiğimi hayal ediyorum..Adam normal bir şekilde işine gücüne bakarken ben kendimce adamın bana sataştığını düşünüyorum..Sonra adam benimle geliyor kavga ediyor filan..Sözlerimi filan da hazır(adam şöyle derse şöyle derim böyle yaparsa böyle yaparım..hıh)..Yani adam yanlışlıkla gelse kavga etse yandı..Çünkü ben o kavgayı defalarca içimden yapıyorum..
*Bunu da gördüm ya ölsemde gam yemem.."Yakını öldüğünde herkesten neşeli olan insan"(-biliyormusun benim babam öldü.çok bağlıydık birbirimize +!?!çok üzüld..-saçım böyle daha güzel olmuş di mi?+yuh!?!)..
*Tatlı Hayat yeniden flash tv'de başladı..Şimdi güldüklerimize bakıyorumda ne süper bişiimiş bu tatlı hayat..
*Avrupa Yakasından nefret ediyorum..Yamuk yumuk konuşmalar sitcom oldu..Gülse Birsel gibi bir yazara yazık..O'nun yerine mis gibi Yaprak dökümü'nü izliyorum..
*Bir aralar yarışma programları nasıl çoğaldıysa şimdide tiyatro kaynaklı programlar artış gösterdi..
*Aralarında en beğendiğim "çok güzel hareketler bunlar"..Çünkü aralarında en tiyaroya benzeyeni o..
*"Anında görüntü show"u da beğenerek izliyorum..
*Aynı şeyi "kolay gelsin" ile "komedi dükkanı"nın trt'deki bölümleri için söyleyemeyeceğim..
*Tiyatro demişken Ferhat Şensoy napıyor acaba?Kendisini artık takip edemiyorum..

--STOP--Daha yazılacak tonla konu var ama şimdilik kısa bir ara..Daha sonra devam etmek üzere...

BİTERKEN ANA JOHNSON-WE ARE ÇALIYORDU (TAKTIM BU ŞARKIYA)..

26 Haziran 2008

doğmamış çocuğuma ilkokul tavsiyesi

Hazırlık çalışması: önce okuma öğren ki tavsiyelerimi okuyup uygula...

1-okulun ilk günü mutlaka ağla, adettendir...
2-kötü bir haber, ama ertesi gün de okul var... daha ertesi gün de, sonraki on beş sene de (bitmiyor bu meret)...
3-büyüyünce ne olacaksın sorusuna asker, doktor, öğretmen gibi klasik cevaplar yerine özgün cevaplar ver...
4- öğretmen, "evimde hepinizin evini gösteren bir televizyonum var, bu yüzden geç yatarsanız bunu anlarım" derse sakın inanma...
5-"okulunu geçersen bisiklet/bilgisayar alacam" a kanma. hayır kimsenin bi b.k aldığı yok...
6-öğretmeninin her dediğine inanma (küçük sayı büyük sayıdan çıkıyor..almanlar yenildi diye biz de yenilmiş sayılmadık.. vs.)...
7-verilen ödevlerin kıymetini bil, mızmızlanma..otur at o çizikleri yazı defterine.sonra coook ararsın o çizik attığın zamanları..
8- ali gelin, 2+1’in keyfini çıkar..ileride çoook zorlaşıyorlar...
9-kızlardan kaçma. erkekler kulübü kurduk, kızları almayız diyen denyolara sakın takılma. 5-10 sene sonra anlayacaklar dallama olduklarını...
10- arkadaş grubun sadece erkeklerden oluşmasın. nasıl baslarsan öyle gider...
11-ezik olma..4 ve 5. sınıflarda okulun cool tipleri sivrilmeye başlar, onlara yakın ol...
12- okumayı öğrendiğinde, kelimeleri tersten okuma yeteneğini geliştir; sınıf içinde prestijinin arttığını göreceksin...
13-abilerinden ablalarından afilli kalem çevirme teknikleri öğren liseye gelmeden akranlarından kat ve kat önde başlarsın...
14-ağır çantan sırtındayken koşma, belli bir noktadan sonra momentumuyla seni yere serebilir. bu konuyu lise fizikte göreceksin ama henüz görmemiş olman geçerli olmadığı anlamına gelmiyor...
15-beslenme çantasında kesinlikle yumurta sokturma, o yaşlarda parfüm kullanmayacağını biliyorum...
16- sakın ilk aylarda yanındaki malın altına işeyince eve gönderildiğini görüp de altına işemeye çalışma, rezil olursun...
17- arkadaşlarının annelerinin düzenlediği ev toplantılarından annene söz etme..eğer annemin okulda karıştırdığım her halttan haberi olsun diyorsan o ayrı...
18- bildiğin sorulara dahi parmak kaldırma.hatta cevabını biliyorsan bilakis tedirgin bakışlar yolla hocana.seni kaldırdığı anda yapıştır cevabı.bir daha ilişmeyecektir...
19-öğretmen elinde cetvelle seni köşeye çekip "aç avucunu" derse açma.sınıftan fırla, bir yandan müdürün odasına koşarken bir yandan da avazın çıktığı kadar "öğrenci dövüyorlar, okul içinde şiddet var, küçücük çocuklara yapılır mı bu vicdansızlar!!!" diye bağır, okulu ayağa kaldır.ben yapamadım sen yap...
20-ulu orta yerde kızlara pipini gösterme, okulun kuytu köşelerini keşfet, oralarda göster...
21-karşı cinsten birinin saçını çekmek, seni seviyorum demekle eşdeğerdir. ona göre...
22-sakın sınıfın en güzel kızına aşık olma.ilk hayal kırıklığı için çok erken...
23- birisinden hoşlanırsan bunu en yakın arkadaşına bile söyleme. şayet söylersen 2 teneffüs sonra sınıfın eğlence kaynağı haline gelmen işten bile değildir.unutma ki, senin yaşındaki çocuklar işi gücü olmayan her canlı gibi çok dedikoducudur.bu yüzden ilkokulda aşkını, yüreğinin derinliklerinde yaşamalısın...
24-âşık olduğun kıza uzaktan hayran hayran bakarken arkasında oturan o sıpa önce saçını çekecek, sonra eteğini kaldıracak, en sonunda kızı kapacak. alış buna, benden söylemesi...
25- bol bol fizik kimya matematik çalış, arkadaşların 4 işlemi öğrenirken sen kuantum, öklid, metafizik filan falan konularını ye yut. öss de bir adım öne geç...
26- “you can cry if you want to but it won't help you” (İngilizce de lazım)...
27- bu yazıyı okuyup anladıysan hiç kasma direk 5’e geç...

Ekşi sözlük yazarları yaz....N.e.s düzenle......
BİTERKEN ANA JOHNSON-WE ARE ÇALIYORDU

Neşe

Çok güldüm ve paylaşmak istedim..

adamın biri tek kolu olmadığından dolayı çok mutsuz ve karamsarmış. hayata küsmüş bir haldeymiş. bir gün yolda yürürken 2 kolu birden olmayan bir adamın hoplaya zıplaya yürüyerek geldiğini görmüş ve demişki:
"yahu kardeşim benim tek kolum yok hayata küstüm, senin 2 kolun birden yok ne bu neşe böyle?"
diğeri cevaplamış:
"ne neşesi be kardeşim benim g.tüm kaşınıyorrr!"

24 Haziran 2008

Mini Seri:Lost

-----5. sezonla ilgili acaip spoiler :)-----

DANN (Lost başlarken çıkan gong sesi)
Jack gözlerini açtı..Önce etrafına bakındı..Lost adasının kumsalındaydı..Biraz gerisinde Kate yatıyordu..Jack kalkmak için gerindi..Bu sırada yaptığı ters hareket sonucu bağırsaklarındaki gazlar dışarıya hızla (hem de sesli bir şekilde) çıktı..
Hemen arkasına dönüp Kate'i kontrol etti..Tam da tahmin ettiği gibi Kate yüzünü buruşturarak kendine bakıyordu..Konuyu değiştirmek için "rahmetli John'un helvasıda ne güzeldi..En az 3 tabak yedim" dedi..Kate yüzünü daha fazla ekşiterek:
-"Haklısın..Sayende tüm ada şimdi helva koktu..İçinmi çürümüş anlamadım ki.." dedi..
-"Yapma Kate..Ben senin kokmuş ayaklarına bişey diyomuyum?Hem Sawyer aynı şeyi yapınca bişii demiyodun..Birlikte yaşa yalnız öle ne oldu.."..Kate ağlamaya başladı ve 'no Jack noo' diyerek uzaklaştı..

kıb(flashback başlıyor)
John Locke'un ölümünden sonra ada halkı 'oceanic six' ve benjamin'i geri çağırmış, uzun tartışmlar sonunda da bu 7 kişi adaya geri gelmişti..Hatta adada kalanlar gelenleri "alemin kralı geliyooor" tezahuratı eşliğinde gelenleri sırtına almaya çalışmıştı.. Lakin sıra Hurley'e gelince 2 kişi belini incitmiş biriside bileğini kırmıştı..
kıb(flashback bitiyor)

Jack -her zamanki gibi- elini boynuna koymuş gözleri yaşlı Emrah bakışıyla uzaklara bakıyordu..O esnada gözüne ateşin etrafına oturmuş Desmond,Hurley,Sawyer ve Benjamin takıldı..Yanlarına gidip oturdu..Desmond kayınpederi Charles Widmore'dan aşırdığı şaraplarla arkadaşlarına ziyafet çekiyordu..Bir şişe şarap kapan Jack Benjamin'in yanına oturdu:
-Anlat bakalım..Gerçek dünya nasıldı?
-Birşey anlamadım ki..Gittiğim dakikadan itibaren aksiyon başladı..Sonra orası senin burası benim Sayid'imle koşturduk durduk..Tam rahat edecektik Türk Milli takımının başına geçirmeye kalktılar..'Yapmayın ben fitboldan anlamam' diyorum adamlar 'yapma senin her zaman planın vardır' diyolar..Sonra buraya geldik işte..
-Evet o haberleri bende ekşisözlükten okudum..Sayid demişken niye bizimle içmiyo o?
-Ne biliyim..Dinlerinde içki içmek yasakmıymış neymiş..Hem namaz kılıyo..
-İnternette Sayid yanlış namaz kılıyo diyolar..Hem koltukaltı kılıda gereğinden fazla uzunmuş..Ne anlama geliyosa artık..dedi Jack ve şarap şişesini tepesine dikti..

kıb (flashback başlıyor)
Adaya ayak basan Jack hemen sakatlık çıkınca sinire kesmişti.."Daha adımımı atar atmaz iş çıktı..Ne biçim bi adaymış burası..Bensiz saadet neymiş tatmadım bilemem ki" serzenişleriyle hastalara girişmişti..O sinirle Sawyer'a biraz sert davranmıştı..Bunun üzerine Sawyer "Yavaş a cinci galpsiz..Karşında kutup ayısı yok..Zaten Kate'i de sana kaptırdım.." diye bağırmıştı..Jack tam Sawyer'a girişecekken araya Faraday girmiş yapmayın abiler diyerek ortalığı yatıştırmıştı..Daha sonra öpüşüp barışan bu ikili Aaron'u çekiştirdi..
kıb (flashback bitiyor)

Jack ormana bakarken "black smoke"u gördü..Kaçılın demeye kalmadan black smoke yanlarından geçip gitti..Jackin şaşırmış halini gören Sawyer:
-Heyecanlanma doktor..Rose ile Bernard yaşlanınca black smoke'u yanlarına verdik..Sağolsun O da kırmadı bakıyo onlara..
-Black smoke gidince The Others'lar naaptı?..
-Sorma Jack..Adamlar meğer sübyancıymış..Çocuklarıda ondan kaçırıyorlarmış..Geçen ay Arena diye bi ekip geldi..Hepsini toplayıp götürdüler..
Jack bunun üzerine sadece 'yapma ya' diyebildi.."Arena ekibi adaya nasıl ulaştı" bile diyemedi..
***
Adada akşam olmuştu..Ada sakinleri Orchid Hatch'ine toplanım akşam yemeğini yedi..Charlie'den yadigar gitarı kapan Miles gitarın sadece gitarın tepesine vurarak "ada sahillerinde bekliyorum'' şarkısını söyledi..Kate'in başı ağrıdığı için erken gitmesini fırsat bilen Jack kafasındaki soruları sormak için Juliet'in yanına gitti:
-Şimdi neredeyiz Juli..?
-Bilmiyormuş gibi davranma Jack..Tabi ki 5. sezondayız..
-Öyle değil..Ada dünyanın neresine taşındı?
-Büyük okyanusa taşındık..Buradan çıkan balıklar daha lezzetli..Sabah akşam balık yiyoruz..
Bilinmeyen bir sorunun cevabını öğrenen Jack "hmm" diyerek dudaklarını emdi:
-Bunu söylediğin iyi oldu..Bi de gerçek dünyada 'dört parmaklı heykelin sırrı ne?' diye soruyolar..Sırrını söylesene..
-Bir zamanlar adayı turizme açmayı düşündük..O heykeli de Ben 'tarihi eser lazım olur' diye Türkiyeden kaçırttıydı..Paramız yetmeyince sadece ayağını bıraktılar..Aracılarda bir parmağını aldı götürdü..Sonra turizmden vazgeçtik..O'nu da süs olarak oraya koyduk..
Jack her zaman ki gibi kafasını iki yana sallayarak güldü:
-Biz de o kadar merak etmiştik..Çeşit çeşit teoriler ürettik..Meğer tarihi eserdi ha..Peki Jacop kim?O'nu da söylersen çok makbule geçer..
-Jacop bir kişi değil..The Otherslar her 5 yılda bir aralarında seçim yaparlar..Seçilen 5 yıllığına Jacop olur..
-Peki şimdiki Jacop kim?..
-Kusura bakma O'nu söyleyemem..Bak 'Var mısın Yok musun'a..Adamlar Hamdi Bey'i açıkladımı?..Ben Julliet bi Acun Ilıcalı olamadı dedirtmem..
DANN (ekrandaa Lost yazısı belirir bölüm biter)

-----5. sezonla ilgili acaip spoiler :)-----

Bir Lost bölümünün sonuna geldik..Başka bir Lost bölümünde görüşmek üzere (Hem o zaman "pressly on lost" da yapacağım :) )... Biterken Şebnem Ferah-Kırmızı Rugan Ayakkabılar çalıyordu..

N.e.s

Eskilerden

Küçüklüğümden beri yazı yazmayı sevenlerdenim..Tabii ilk başta kağıt kalemle başlayan bu serüven daha sonra teknolojiye ayak uydurarak dijital ortama geçti..Kendimi bildim bileli bilgisayarımın kıyısında köşesinde "yazı" isimli bir klasör durur..Genellikle not defterine kayıtlı "assss","aaaa","asdfg" isimli bir çok yazı vardır bu klasörde..Bilgisayarıma format atılsa bile flash-bellek sayesinde nesilden nesile aktarılmıştır..Bugün içine şöyle bir göz attım..Aradığım bir yazı vardı..1.5 yıl öncesine ait "Zabforum" adlı forumda değişiklik olsun diye yazmıştım..Adı "Oyun Gecesi" olan bir polisiye hikaye idi (yuh :) )..Forumdaki kişileri hikayeye katarak anlatmıştım..Güye seri katil 'garigatörs' isimli bir üye forumdaki karakterleri teker teker öldürüyordu bu Türkiye'nin bir numaralı sorunu filan oluyordu :)..Gayet ciddi bir şekilde 7-8 bölüm yazmıştım..Hatta garingatörs ismiyle hiç kullanmadığım bir üyelik açmıştım (hakketen çok safmışım :) )..Sonra foruma girme problemleri oldu ve forum birgün kapandı..

Ben bu hikayenin kopyasını aldım sanıyordum..Hem blogda değişik birşeyler olsun hem de eski günleri yaad eder -belki de hikayeyi tamamlarım- diye düşünüyordum..Meğer saklamamışım..Bu salaklığı nasıl yaptım diye düşünürken daha eskilerden "kemkum.net"ten hikaye tamamlamaca oyunumu buldum..Hani biri bir cümle söyler arkadan gelen kişi devamını getiririr...Öyle bir şey işte..Ona da çok gülmüştüm..Bari O'nu paylaşayım dedim.. Cümlenin başındaki harfler o cümleyi kimin yazdığını gösteriyor.."C" diye isimlendirilmiş kişi benim heralde(olmadı S..unuttum şimdi :) )...

R İki arkadaş Okuldan eve doğru yürüyorlarmış...
S sonra iki kız görmüşler...
T bu kızların cocukluk arkadasları olduklarını anladıklarında cok sasırmıslar.
S sonra kızların yanına gitmişler ama...
T kızlarda ilk goruste tanıyamamıs onlari...
S tabii bunlar kendilerini tanıtmak için çok uğraşmışlar ama kızlar...
T her zaman yanlarına yanasıp yılısan erkeklerden olduklarını sanmıslar...
R Oysa erkekler hiç öyle değildi. Onlar daha çoook...
S arkadaş canlısı dostlarını seven insanlardı ama kızlar inatla..
R erkeklerden kaçıyor ve kaçarken yollarını kaybediyorlar...
C o sırada başka iki kişi yanlarına geliyor
c03 kızlara bı sorunmu war dyorlar.......
R Meyersem bu kişiler sivil polismiş..
R Kızlar kendilerine asıldıklarını söylerler ve adamlar polis oldukları için erkekleri göz altına alarak karakola götürürler..
A ama vatandaşlar meğer milletvekili çocuklarıymış...
S tabii böyle olunca polisler hemen bırakıyolar ama çocuklar kafaya takmışlar kızları bulacaklar çünkü..
C ve evlerini tespit ediyorlar
A kızların abisi mafya babasıymış..şanns ya
S tabi bizim çocuklar abisini tanıyolar ama abileri...
C ama kızların abisine yaklaşamıyorlar.adam 99 kişiyi öldürmüş
M onlarda ne yapsın kabadayı kılıgına girmişler...
S daha sonra sıkı bir uyuşturucu pazarlığına girmişken...
C kadir inanır odaya dalmış
D sonra da yurtdışına kaçmaya karar veriyolar...ama..
M pasaportları yok. Paralarıda yok sahte çıkaramıyorlar.
Z saklanacak biyer arıyorlar
C onuda bulamayınca kadın kılığına giriyorlar
M erkek oldukları belli oldugu için herkes laf atıyor.
S daha sonra bunları kaçırıyorlar
C adamları fatih ürekle aynı odaya atıyorlar bağlı olarak.Fatih bunlara şarkı söylemeye başlıyor
C bu sırada süper-Kadir bakışlarıyla duvarı patlatıyor,içeri giriyor....
M daha sonra kızlar odaya giriyor.
C bunların eski arkadaşları oldukları fark ediyorlar.ama bunların kendilerini dövdüklerini de hatırlıyorlar
M alıyorlar ellerine sopaları ....
R Bir ona bir buna bir ona bir buna derken adamlardan biri...
S bırakın lan çocukları diyor çünkü bu adam...
C kendini kahramanlığa adamış Kadir Potter
C kızlar Kadir'i görünce kaçıyolar ama kimliklerini düşürüyolar...
R Kızların kimliklerini bulan iki soyguncu. Cevahir Alışveriş Merkezini soyduktan sonra. Kızların kimliklerini
içerde bırakıyorlar
D Sonra polkis bunları yakalıyo.mahkemeye çıkıyolar.20 yıl hapis yiyolar...
S çocuklar bunları ziyarete gidiyor ve...
C kızlar hapisten kaçmak için plan kurruyorlar.Planları...
C erkekleri bayıltmak onların kılığına girmek
P VE HAYİN PLAN KURULUYOR,SONRA...
Z uygulama başlıyor erkeklere bayıltı yorlar ve ......
S tam kaçarken
R Arkalarından Gardiyan Bağırır...: Şeker Oğlanlar Nereye Gidersiniz?
S o korkuyla başlarlar kaçmaya
C kaçarken birisinin ayağı takılır ve düşer.ayağı incilir
M ayagı kalkmaya çalısıyor ama başaramıyor
S tam o sırada oradan geçmekte olan ...
C king kong kızı alıyor bir gökdelene çıkıyor
S daha sonra polisler etraflarını sarıyo
M polislere karşılık veriyorlar
R Hemde ellerinde taşlarla sopalarla. Ellerine ne geçirirlerse aşşağa atıyorlar.
M bi bakıyorlar yerde bazuka var.
D Kız bazukayı alıyo ve tam ateş edecekkenn...
C yanlışlıkla king kongu vuruyo.king kong ölüyo
M king kong la ugrasırken polisler geliyor ve bunları alıyor
C bu sırada kızın biri bayılıyo
M baygın baygın alıyorlar onu.
C kıza müdahale yapılamdığı için kız ölüyo
P birden bire ruhu canlanarak intikam yemini ediyor
S daha sonra bu kız karakolu basıyo
M karakolda bi çığlık bi kıyamet....
S herkes bir yerlere saklanıyo kızın ruhu ise ...
R Seyrettikleri televizyonun içinden çıkı çıkıveriyo.
S ilk işi crayzz yi korkutup öldürmek olmuş gereksizlik yaptığı için
C sonra kızlar rüyadan uyanmışlar.şimdiye kadar gördükleri rüyamış.
C yüzlerini yıkamaya gittiklerinde.....
ABC aynada kendilerini göremiyorlar
R O an korku ve dehşet içinde çığlıkla evlerini terk edip, yan komşuya kaçıyorlar.
ABC ki hertaraf kan komşuları ortalıkta yok çatıda bi karltı gördüler
R Oda kim BATMAN.. BATMAN Komşuları neden öldürmüştü acabaa.
ABC meğer o batman diilmiş vampir drakulaymış
C drakula sen aslında öldün.eğer arkadaşını öldürürsen seni bağışlıycam diyo
C kız "Allah'tan başka kimse canımı alamaz dio"Bunun üzerine Drakula
C arkadaşlarının gözünün ünede kanını emmeye başlıyor
F kız cebinden cevşen çıkarıyo
F birden içeri cüneyiğit malkoçoğlu giriyo
dağlın üleyyn itsoyları diye bağırıyo
S dırakula bey amca korkuyo tabii tam o sırada kapıda bizim çocuklar
ABC sarımsaklarla
F tam o sırada erol taş belirir vampirin arkasında
ABC sinsice yaklaşır ve gırtlana biner
F coşkun hemen kızların yanına koşar
H eskiden sewdi we hala sewmekte oldugu kızı yıllarsonra ewli ve cocuklu gormus
F hemde vampirella olmuş
ABC kendisininde vampir olması gerektini düşünüyordu
F atladı kızın üstüne
ABC kız başına gelecekleri biliyor ve ondak uzak durmaya çalışıyor
F ama coşku uçarak üzerine atladı ve yakaladı
ABC o arada erol taş kız ile coşkunun arasına girdi kızı kurtardı ama kendisi
R Hain bir ısırığın kurbanı oldu.
ABC bu sefer erol taş kıza yöneldi ve
C herkesin gözleri önünde kızı-coşkunu-diğer ünlüleri ve kendisini sonsuza dek delete etti.artık tek kız ve iki oğlan
kalmıştı odada
G iki oglan kiza dogru yürüdüler bi tanesi fermuari indirdi kiz ayip bölgesine koydu tekmeyi digerine de bir yumruk.çikti
oradan disariya kaçmaya basladi...
C bu tekme ve yumrukla erkeklerin içine giren şeytan dışarı çıktı ve ortadan kayboldu.
C kızdan özür dileyip olanları anlatmak için peşine düştüler
G kizi buldular özür dilediler.kiz yine bi tokat atti.allah sizi napsin ödümü kopardiniz dedi.daha sonra baristilar
evlerine gittiler.kiz bunlara yemek yapti yemek güzel olmamisti ama yinede kiz üzülmesin diye güzelmis gibi agizlarini
oynattilar,yemegi yerken.kiz alisverise çikti ..
C alışverişte erkeğin birine aşık olduğunu hissetti
R Ne zaman açılabilirm bilirim diye derin derin düşünmeye başladı kız...
C o sırada bir hırsız tarafından rehin alınır
C ve öldürülür.erkek bunun üzerine intihar eder.Diğeri arkadaşının ölümünden kendini sorumlu tutar kendisini asar. üçününde cenaze namazı Süleymaniye Camiisinde kılınır.chan chan cho bu hikayeyide bitirir...
P.S:Şu oyun gecesi'nin kopyaları Arda(evil666/magneto),Zeynep(zeynep),Sena(rocker_sena) aplalarım ve requem abimde de vardı..Eğer burayı okuyorsanız (ki zor ihtimal) kopyasının birinide bana gönderin..Teşekkürler..

Biterken Green Day-St.Jimmy çalıyordu..

22 Haziran 2008

Son Maç Yazım..

Bu Euro 2008le ilgili son postum..Bundan sonra Avrupa şampiyonu olsak bile başka post girmeyi düşünmüyorum..(Tabi dayanamayıp giredebilirim..Hele o gün gelsinde onu o zaman düşünürüz :) )..

Öncelikli maddem Hırvatistan Türkiye maçı..Bizimkiler şu mucize işini iyice abarttılar..Böyle olan bir film çekilse yönetmenine "hassktir artık" derdim.. Ama gel gör ki bizimkiler 3 filmdir -dozunu artıraraktan- imkansızı başarıyor..Eğer bu turnuvada şampiyon filan olursak tüm futbol taktikleri unutulacak tüm takımlar harıl harıl bizim "yumurta kapıya dayanınca oynama taktiği"ni uygulamaya çalışacaklar :)..

Bu sefer rakibimiz önceden çalışıp gelmiş..118 dakika boyunca gol atmamak için olağanüstü mücadel ettiler(defansımızın bel kemiği direk kardeşi de unutmamak lazım)..119. dakikada gol attıklarında "artık buradan Türkler bile çeviremez" diye sevinirlerken topu ağlarında gördüler..Ne yalan söyleyim sahadaki futbolcuların bile fazla bi umudu kalmamıştı..Ne yaptık ne ettik yine rakibin eline verdik :)..

Slaven Biliç'e ayrı bir parentez açmak istiyorum..İki gündür basınımız yerden yere vuruyor adamı..Suçu ise Fatih Terim'e "artık sus" işareti yapması..Gazetelerde boy boy haberi çıkıyor..Ama kimse aynı adamın Nihat çıkarken kendi seyircisine dönüp alkışlayın işareti yaptığını söylemiyor..Bir çok yazar Fatih Terim'in son derece antipatik olan hareketlerine "bi sus artık yaw" derken bunu bir 'gevur' yaptı diye hemen küplere bindi..Saçma..Ben orada Biliç'i benim ve birçok Türkü'ün sözcüsü olarak düşündüm..Kimse Fatih Terim'in oraradaki hareketlerine normal demesin gülmem bile..Ayrıca yedek kulübesinde Fatih Terim yerine Biliç'i görmeyi tercih ederim..Nokta..

Maç sonrası zaiyatımız 1 ölü 27 yaralı..Bizden başka bu durumlara düşen varmıdır bilmem?Yarı finale çıktığımız için bu kadar olay oluyorsa kupayı kaldırdığımızda neler olur düşünmek bile istemiyorum(sığınaklara saklanırız heralde).. "Elensek daha mı iyi ne?" sorusunu sormaktan kendimi alıkoyamıyorum..

Ve Rusya-Hollanda Maçı..Bu maç -tam anlamıyla- iki ucu b.klu değnekti..Grupların en iyi takımı Hollanda da elense, maça varını yoğunu koyan Rusya da elense 'futbolun adaleti' yok denecekti..Ben Rusya'yı tuttum..Gus Hiddink için mi ya da Rus kızları için mi yoksa turnuvanın küçük Emrah'ı olduğu için mi bilmiyorum..Bana çok sempatik geliyorlar..Rusya durumu 2-1 yapan golü attığında Ruslar kadar sevindim :)..Maç için söyleyecek fazla söz yok..Halı sahada yapılan büyüklere karşı küçükler maçı gibiydi..Rusya Hollanda defansını ayağında oynatarak istediği gibi ceza alanına girdi..Hollandalılar pozisyonları savuştursa bile top yine Rusyanın kontrolünde kaldı..
Turnuvanın Türkiyeden sonra en renkli takımı Rusya sanırım..Bir Türkiye-Rusya finali olsa ne güzel olur :)..

Önünüzde Almanya-Türkiye maçı var..Futbolcularımıza buradan taktik vermek istiyorum..Eğer Almanlar gol atamazsa kendi kalenize bir-iki tane sallayın.."Gerisini Almanlar düşünsün" :)..
NOT:Yazımı bitirirken birde "Almanlar yenildi diye bizde yenilmiş sayıldık" esprisi yapacaktım ama ikinci bir emre kadar böyle espriler yapma yasaklanmış..Sağlık olsun :)..

YAZI BİTERKEN JOJO-GET OUT(LEAVE) ÇALIYORDU..(EFSANE GERİ DÖNDÜ :))..

Edit:Benden başka "elensek daha mı iyi olur?" diye düşünenler varmış..Mesela ultrasmoventten şunu buldum.. http://ultrasmovement.blogspot.com/2008/06/o-ocuklar.html

20 Haziran 2008

Eşşeğin Kulağına Su Kaçırmak

"Bu Euro 2008 hakkında üst üste 3. entryim..Malum futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz..O sırada hayattan kaç gol yiyoruz haberimiz yok..Ama önemli değil..Dedik ya..Futbolla yatıp kalkıyoruz.."

Bugün trajı en büyük olan iki spor gazetesinin kapaklarını sizlerle paylaşmak istedim..Artık ne boyutlara gelip/nasıl dağıttığımızı göstermek için..


İlk Olarak FanatikBulvar gazetesinin kapatılmasını protesto etmek istemişler herhalde..Çünkü başlıkları Bulvardan fırlamış gibi..Sansür olayından kurtulmak içinde süper bir zeka(!) ile "çakmak" kelimesinin resimleştirilmiş halini koymuşlar..Valla ne yalan söyleyim?..Bu kadarı benim bile aklıma gelmedi..Kapağı yapan arkadaşı tebrik ediyorum..


Ve PasFotomaçDaha önce tahmin ettiğim tarz bir kapakla karşımıza çıkmış fotomac..İçinde Viyana Seferlerinin geçmediği bir kapak yapıp beni şaşırtmadılar sağolsunlar..Maça değilde savaşa hazırlanıyormuşuz gibi "gazanız mübarek olsun" demeleri ayrı bir incelik..Sayfanın en altına "Ceddin Dedeeen" yazıp kapağa laubalilik katmalarıda ayrı bir hava vermiş..

Bonus:Bu haberde Hırvat basınından.."Türkler hakkında bilmeniz gereken 10 şey" demişler..Bakın neler var ? :) .. http://www.javno.com/en/sports/clanak.php?id=157163

Tanıştığımıza Hiç Memnun Olmadım

Euro 2008le birlikte milli duygularımız tavan yaptı..Milli duygularımızın kabarmasına sözüm yok ama bu durumu sömürerek rant sağlaymaya çalışanlara gıcık oluyorum..Bu akşamki Hırvatistan maçından lehimize bir galibiyet çıkarsa korkarım ki bu antipatik sömürme işi katlanarak artacak..Bu yüzden akşam kaybetsekte bir tesellim olacak..2-3 haftadır devam eden bu işkenceden kurtulacağım..Sizi bilmem ama ben onlarla tanıştığıma hiç memnun olmadım..Onlar kimler mi?:

1-Bir spor müsabakasına değilde savaşa gidiyormuş havası yaratan Turko'lar..
2-"Hah hah haa bekle Avrupa" gibi saçma sapan sözleri olan coca-cola (ya da ilk okul) şarkısı eşliğinde yapılan şabalakça dans..
3-Fatih Terim'in şişirilmiş egosu ve maç içindeki abidik hareketleri..
4-Gülben Ergen'in milli takıma armağan ettiği (!) şarkı
5-Sadece kraltvde çıkan klibinde milli takım formasıyla "kırmızıı beyaaaz" diye şarkı söyleyen angut şarkıcımsı (adını bilmiyorum)..
6-"Siz bunun için doğdunuz" sloganı..
7-Milli Takımın 'ana' sponsoru TTnetin "ana temalı" reklamı..
8-"Hep bunun için bekledik" reklamı (çok şükür artık yok)..
9-"Milli Takımın x sponsoru hede" reklamları..
10-Ana haber bültenlerinde samimiyetsiz milli takım haberleri..
11-Her önüne gelen turiste Türkiye tezahuratı yaptıran birbirinin kopyası muhabirler..
12-Kadın programlarında ellerine zorla tutturulmuş kağıt bayrağı sallayan kadınlar(bugün hepsinde de vardı)..
13-'Viyana'yı bu sefer fetedeceğiz' tarzı gazete başlıkları..
14-Milli maçlar üzerinden siyaset yapan siyasetçiler..
15-Turkuaz forma..

NOT:Sezarın hakkını Sezar'a vermek lazım..Tanıştığıma memnun olduklarımda var..Onları da belirtmek isterim:
1-Yaşarın sesi ile insanı (olmadı beni) duygulandıran Turkcell'in "yetmiş milyon yürek" şarkısı..
2-Helldorado'nun "A drinking song"unun "Türkiye inlesin" şeklindeki şarkısı (reklamı değil)..
3-Atv'nin maç tanıtımın da kullandığı reklam (biraz sömürgen duruyo ama çok güzel..Servet Tuncay Nihat Emree haydi bastır Türkiyeeee :) )
4-Ntv-sporda maç sonrası Sergen Yalçın yorumları..

NOT2:Bir önceki postun son satırlarında bende 'milli takımın yancıları'nın üslubuna benzer cümleler kullanmışım..Özür diliyorum..Artıı bugün illede biz kazanmayalım..Eğer Hırvatlar iyi oynarsa onlar alsın maçı..Kendinize iyi bakın..

BİTERKEN ASLI-SU GİBİ ÇALIYORDU..

18 Haziran 2008

Çek Maçı ve Ben


Türkiye'nin Çek Cumhuriyeti maçında yaptıkları malum..Uzun süre anılacak bir mucizeye imza attılar..Şimdi çeyrek finaldeler..Bugünlerde kime sorsam 2-0 yenikken bile "içlerinde hep bir umudun olduğu"nu söylüyolar..Maçın başından sonuna turu geçeceklerine inanmışlar..Ne kadar samimiler bilmem..Ama ben tüm samimiyetimle maçın önemli anlarında hissettiklerimi an ve an aktarayım..

Maçın başlangıç düdüğü ile birlikte:Büyük ihtimal yeniliriz..Ama top yuvarlaktır..Kazara birinin sırtına mırtına çarpar gol olur..Belki şansa kazanırız..Haydi Bismillah..

Kollerin golü ve 1-0:Hah..Artık eleneceğimiz kesin..Çekler İsviçre gibi kötü takım değil..Hayatta iki gol atamayız..

2-0:Kesinlikle bitti..Ah Fatih Terim Hakan'ı alsayadın kadroyada Koller gibi oynasaydı ne olurdu?

Arda'nın golü 2-1: Oh oh..Hiç olmazsa şeref golünü attık..Arda'da fiyatını ikiye katladı hem..Bundan sonra gol yemeden böyle bitirirsek iyi..

Cech'in Hatası Nihat'In golü ve 2-2: Allah Allah?..Bu işte bi gariplik var..Beraberlik golünü attık..Bari golü yemesekte penaltılara gitsek..Penaltılarla elenince fazla üzülmem hem..

Nihat ve 3-2: Anam noluyo?Coştu bizimkiler..Yoksa...Yok yok olamaz..Şimdi Çekler bi gol atar havamızı indirirler..Penaltılarda ne olacağı zaten malum..Geçemeyiz biz bu turu..

Volkan'ın kırmızı kartı: Hah..Bu malın böyle bir şey yapacağı belliydi..Şimdi kaleci yok..Kaleye geçen ilk topu kalenin içine alır..Yazık oldu ya..Neyse..Bari Volkan'ı Türkiye'ye gelince linç etsek..

Artık son saniyeler Tuncay elini açmış hakeme bitir diyor:Bizimkiler bari topu ayağında tutabilse..Ama nerdee..Kesinlikle bi hata yaparız gol yeriz..Penaltılarda kaleci değiştirme hakkımız var mıydı?

Bitti:Hönk..Aslanlarım be..Ben biliyodum böyle olacağını...Heyt be..Laylaylaylalaaaaay yaaaa Türkiyeeee...

Fatih Terim ve aslanlarına beni g.t ettikleri için teşekkürler..Hayatımda ilk defa morardığım için sevindim..Hırvatistan karşısında fazla umutlu değilim ama belli mi olur beni yeniden yanıltmak isterlerde ben de seve seve morarırım..


BİTERKEN TERRENCE&PHİLİP - UNCKLEFUCKER ÇALIYORDU..

Sıfırla Ey Peri O Toplam Süreyi

Nostalji yazılarını pek sevmem..Çok şükür ki "aah aah nerde o eski günler" muhabbetine girecek yaşta da değilim..Ama bu hayatımın ilk (umarım tek) eski günler yazısını yazmama engel değil..(Size tavsiyem okurken alta tercihen zamanla ilgili duygusal bi müzik koyun..Daha güzel oluyor :) ..)

Eski zamanlar..Bu 2 kelime 6 hece 12 harften oluşan sıfat tamlaması (tamlananı duruma göre değişebilir..Örn. eski günler,eski bayramlar, eski dostlar vs.) nedense çok özlenir.. Hep bugünlerden daha mutlu olduğumuzu düşünürüz.. Nedeni bir daha geri dönülemeyecek olması mı yoksa kötü anıları unutup sadece iyilerini hatırladığımızdan mı bilmem..Ama özlenendir işte..Banada 'eski zamanlar' deyince Grand Prix III bilgisayar oyunu,Galatasaray-Milan maçı, Yonca Lodi-Anlatma ile Yaşar-Acıtmıyor Sevdan şarkıları aklıma gelir..Nedeni bunların hepsinin aynı zamana denk gelmesi..Daha doğrusu hepsinin Burçin-master ile hayatıma girmesi......(bol bol üç nokta)

Daha ilk okuldaydım..Tahminen bir şeker bayramıydı..Teyzemgil de Ankara'dan gelmişti..'Kuzen' kod adlı benim 'Burçin Abi' diye tanımladığım şahısta gelmişti..O bayram beni -diğer kuzenlerime yaptığı gibi- öğrenciliğine kabul etti..Artık ben de Burçin-master'nın 'sikicik'i * olmuştum :) .. "Küfür etme sanatı", "Erkek adamlık sanatı", "...... koduğumun kızlarını anlama ve kavrama dersi" gibi acaip dersleri can kulağı ile dinliyordum (okul derslerimi bile dikkatle dinlemezken bunları gerçekten dinliyordum..Hakkaten malmışım :) )..Derslerin adından anlaşılacağı gibi Burçin Abi'nin birşeyden anladığı yoktu..Ama anlatış tarzındaki güzellik beni pür dikkat derse yöneltiyordu..Derslerin sonunda gülmekten gözlerim yaşarırdı :) ..

Dersler bitince de bilgisayara yönelir 'grand prix' adlı formula 1 oyununu oynardık..Kim ilk oynayacak tartışması da pek güzeldi..Bilgisayar benim olduğu için mi bilmem ama benden tahminen 10 yaş büyük birine karşı hep üstün gelirdim :)..Neyse..Derslerle ve bilgisayarla ilgilemediğimizde de televizyonun başında olurduk.. İzlediğim Galatasaray-Milan maçını da asla unutamam..Bugünlerde benim fanatik Galatasaraylı olmamın nedeni Burçin-Master Jardel'in durumu 2-0'a getiren golüne kadar futbolcuların sülalerine envai çeşit şeyler yapmasıdır :)..

Sonra gittiler..Bende büyüdüm..Şimdi hayal meyal hafızamda o günler..Bilgisayarım artık hurda oldu..Şimdi kimbilir hangi çöplükte..Grand Prix III oyunumun Cdsi birkaç ay sonra kırıldı..O günden beri Yaşar dinlerken hüzünleniyorum..Yonca Lodiyi o günden beri dinlemekten kaçıyorum..Gs-Milan maçı Gstv'de yayınlandı..Ama izlerken o küfürleri duyamayınca sıkıldım zap yaptım..O günden sonra sevgililerim oldu..Ama o dersleri dinlerken aldığım zevkin %1'ini alamadım** ..Anlattığı hikayelerdeki aşıkların aşırı angut olması beni nasıl etkilediyse hiç kimseye deli gibi aşık olamadım..Sadece hoşlanabildim.. o kadar..Ekşi sözlükte birçok 'yaran küfür' buldum ama Burçin-master'nın küfürlerinin ski olamaz...........(yine bol 3 noktalı cümle)

Not:Bunu okuyan bir daha hiç görüşmediğimizi sanmasın..Bir çok kere Ankara'ya gidip derslerime devam ettim :)..3 yıl öncede efsane yine Aksaray'a geldi..Hem de Ankara'dan Aksaray'a Urfa otobüsü ile kaçarak :)..Yine beni bolca güldürdü..Bir şaka sonucu da canlı cansız birçok yakınlık kurduğum nesnenin başına acaip şeyler geldi :)..Küfür dağarcığım yine gelişti..Yeni bilgisayarımda daha güzel oyunlar oynadık (internetimizde vardı..Her gün yeni bir oyun indir-oyna :) )..Yine Gs maçı vardı..Hem de daha fazla küfür edebileceğimiz Tromsö maçı :) ..Ustam sağolsun okula kadar teşrif edip okulun kızlarını değerlendirdi (hatta erkekler arasnda birbirimize yakın yürüdüğümüz için ibne yaftası yedik :) ..Burçin-master'ya göre erkekler arasında iki kişilik boşluk olacakmış :) ) ..En geç 3 aya sonra yine Aksaray'a teşrif edecek ustam..Ama ben hala o günleri daha güzel buluyorum..Bu yüzden o günleri istiyorum ey peri..Sıfırlasana o toplam süreyi***..

*sikicik:nasıl Zen-master'lar öğrencilerini çekirge diye çağırıyorsa Burçin-Master da öğrencilerini sikicik diye çağırırdı :)
**Sonradan öğrendim ki Burçin-master'in kendi başından geçmiş gibi anlattığı hikayeler 'şehir efsaneleri'nden çalıntıymış..
***Bu sözü Vedat Özdemiroğlu'nun 'Selam Dünyalı Ben Türküm' kitabında "Sıfırla ey peri o toplam süreyi" olarak görmüştüm..O kitabı da o günlerde okumuştum..Bu yüzden başlık olarak kullandım..

Biterken Yaşar-Acıtmıyor Sevdan çalıyordu(Bu yazıyı yazarken dinlemek için özel indirdim :) )

17 Haziran 2008

Kimler Geldiii Kimler Geçtii

"Ekmek Arası" benim ilk blog denemem değil..Daha öncede birçok blog denemem olmuş ve 'maymun iştahlı'lığım yüzünden hepsi bitmişti..Bu sefer bu blog işinde iddialıyım..Hatta bunu da -daha önce hiç geçemediğim- 10 post sınırını geçerek gösterdim :)..

Neyse..Konumuz 'ekmek arası' değil..Eski bloglarımı tanıtmak istedim size..Şimdi yerinize yaslanın ve blog tarihinin tozlu raflarına gidelim:

1)Nesli Diyarı
İlk blog denemem..Yalnız sadece adı blog..Üstünde hazır html kodları deneyerek 5-6 tane "ibret verici öykü"(öyküleri de başka bloglardan çalmıştım) yayınladım..Ondan sonra bir daha hiç uğramadım..Şu anda adresini bile bilmiyorum..

2)Dizi İndir
Bir konu bulup O'nun üzerine blog yapmak istedim..Bunun üzerine internet forumlarından kopyaladığım sharez linklerini (rapid olur megaupload olur) paylaştım..Linkleri teker teker kopyalayıp yapıştırmak zor geldi..Bıraktım..

3)Deli-Kedi -1-
Daha önce bir yazımda belirttiğim deli kedim..Fikri bir sözlükten çalmıştım..Tam anlamıyla ilk blogum..Şifresini kaybettim..Bir daha hiç giremedim..

4)Eskiz Defterim
Karikatür çizmeye merak saldığım günlerde karikatürlerimi paylaşmak için kurduğum blog..Lakin karikatürlerin taranmasının zor olduğundan bir tane bile karikatür yayınlamadan sildim..Silinen ilk blogum olarakta tarihe geçti..

5)GsArşiv
'Futbol Veri Bankası'na özenerek Galatasaray'ın sezon maçlarının sonuçlarını-kadrosunu-gollerini-maç yazılarını paylaşmak için kurduğum blog..Galatasaray'ın üst üste aldığı 2 yenilgi sonrası hüsranla sonuçlandı..

6)Deli-Kedi -2-
Ne varsa eskilerden var diyerek giriştiğim blog denemesi..Birkaç yazı yayınladıktan sonra sıkıldım ve "deli-kedi-2"ye son verdim..Ne de olsa eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı..

7)Karalama Defteri
Bu bloga benzer bir projeydi.."Karalayabildiğin kadar" sloganıyla yola çıktım..İyi kötü biraz yazı yayınladıktan sonra sıkıldım..Hiç hit alamamıştım çünkü..Biraz ara vermeyi düşündüm..Yeniden girmek istediğimde şifrem kabul edilmedi.. Bu blogda hüsranla sonuçlandı..
adresi: http://3yuz33.blogspot.com/

8)Yuvro 2008
Daha çiçeği burnunda projem..Turnuvanın tüm maçları hakkında bilgi-resim-istatistik paylaşacaktım..Sonra bilgileri toplamanın zor olacağını düşündüm..Daha başlamadan bitirdim..Ölü doğan çocuk oldu..


Gördüğünüz gibi 8 blog denemem olmuş bu güne kadar..Bu güne kadar en istikrarlısı "Ekmek Arası"..Umarım diğerlerinin başına gelenler "Ekmek arası"nın başına gelmez :)..

Biterken Hayko Cepkin-Melekler çalıyordu..

Arka Sayfa Güzeli

Kızımız İspanya-Rusya maçından..Benim notum 10 üzerinden 9..(Birde arka sayfa efsanesine dem vurdum..Geriye ne kaldı acaba?..)

Vay be sen Neymişin?

Hiç bir zaman sabit bir müzik anlayışım olmadı..'Maymun iştahlı'lığım sayesinde sürekli farklı müziklere yöneldim..Bu günlerde -daha 3-4 sene evvel "Rapçi" iken sinir olduğum- rock'a merak saldım..Şebnem Ferah'ın Kelimeler Yetse albümünü dönderip dönderip dinliyorum..Yanınada yine Şebnem'den Sigara,Aslı'dan Su gibi ile kördüğüm birkaçta Teoman ve Hayko Cepkin şarkısı..Şarkı listem böyle bu günlerde..Eminim ki birkaç ay sonra yine müzik zevkim değişecek..Şimdilik bu...
Tabii birde Gökçe var.."Vay be ben neymişim" adlı parçasıyla..İsim olarak çok iddalı duran bu parçanın sözleri şöyle:

şarabı şişeden içmişim.
balı peteğinden yemişim.
hergün şarkı söylemişim
bunu bir ben bilmişim.
vay be, ben neymişim x4
vay be...

Sözleri ergenlik çağının başında azıcık müziğe yatenekli olan gençlerin yazdığı şarkı sözlerine benziyor..Azıcık uğraşılsa herkes daha güzel bir şey çıkarabilir..Sadece kafiye olsun diye yazılmış,birbiri üstüne zorla tutturulmuş, aaaaa uyak düzenine sahip 5 cümle..Bunu bir yetişkin bireyin yazması-söylemesi acaip olmuş..

Neyse..Şarkı bu sözlere sahip olmasına rağmen -adı ve melodisinin güzelliği ile- şarkı listeme girdi..Sonrada en çok çalan parçalardan biri oldu..Şimdide beynim bu şarkıyı kendi ile özdeşleştirmeye başladı..Anlayacağınız şarkı bende 'A drinking song'* gibi alkol alma isteği uyandırıyor..Sözlerini sondan başlayarak tek tek inceleyelim efendim..

vay be, ben neymişim x4
Şarkıyla beni tanıştıran cümle zaten bu..Arkadaşlarımdan gün içinde birden fazla işitince böyle bir şarkının olduğunu duydum..Sonr modaya bende uyup günde iki öğün kullanmaya başladım

hergün şarkı söylemişim
Banyodaki en önemli özelliğim kendimi Pavorotti gibi hissetmemdir..Duş başlığıda mikrofonum olur güzel güzel şarkımı söylerim..

bunu bir ben bilmişim
Bu sözü açıklamaya bile gerek duymuyorum..(Banyoda şarkı söylerim dedim ya)

şarabı şişeden içmişim
Geriye bi tek bu madde kalıyo..Ondan fellik fellik şarap arıyorum..Ama bulmakta istemiyorum..Kararsızım.. (ya şarkı kazancak ya ben).....

.
*A drinkig song'un milli takım versiyonu çekildi..Bir çoğumuz bunu "yer gök inlesin bu sesi dinlesin" olarak biliyoruz.. Acaba bunun orjinalinin "hadi gardaşlar tüm gece içelim" şeklinde olduğunu bilsek naparız?(Bir öneri: O şarkıyı söylemenin caiz olup olmadığını tartışalım :) )
Biterken birşey çalmıyordu

16 Haziran 2008

Geri Döndüm (Nerdeyim?..)

Şu sıralar yeniden www.lafmacun.org dayım..Yaklaşık 1 sene önce yazarıyken siteyi bırakmıştım..Yeniden entry girmeye başladım birkaç gün önce..Çok özlemişim bir sözlükte yazmayı..Daha ilk günden 20küsür puan topladım :)..Splash nicki ile kaldığım yerden devam ediyorum..Oralarda bir yerlerde beni bulabilirsiniz...Sevgilerimle..

Deli-kedi Macerası -1-

Bu blog'a başlamadan çok önce bir 'deli-kedi'm vardı..Günlük yazan hayali beyaz bir kedi...Bir öğretmenimin tavsiyesi ile 'deli-kedi'mle bir çocuk öyküsü yarışmasına girecektim..O hevesle bu metni yazmıştım..Ama hocam -her zamanki gibi- metni göndermekte gecikmiş yarışmaya girememiştim..Daha sonra aynı hocamın destekleri ile başka bir yarışmada il birinciliği yaşamıştım ama bu yarışmaya girememe bana çok koymuştu..

Neyse..Konumuz o değil..Şimdi evimize beyaz bir kedinin gelme ihtimali var..İsmini "Kede"koymayı düşünüyorum..'Kede'nin şerefine Deli-kedi kardeşinin bu macerasını yayınlamaya karar verdim..

http://rapidshare.com/files/122844284/Sevgili_Guenluek.doc.html

(Rapidshareyi bilmeyenler için açıklama:Yukarıdaki linke tıkladıktan sonra "free" yazan butona tıklayın..Oradan download'a basın bilgisayarınıza word dosyası olarak inecektir..)

20 soru ve ben

Taraf Gazetesi‘nin "20 soru" diye bi köşesi varmış..Her gün bir ünlüye soruyolarmış..Ben ünlü biri olsaydım ne cevap verirdim acaba düşündüm ve verdim..

1. En sevdiğiniz kelime nedir?
Para,angut,yamuk

2. En nefret ettiğiniz kelime nedir?
empeüç çalar,lavobo

3. Sizi ne heyecanlandırır?
Bir çok şey (burada saymam uzun sürer)

4. Heyecanınızı ne öldürür?
Sevmediğim birini görmek

5. En sevdiğiniz ses nedir?
Parmaklarımı çıtlattığımda gelen ses,Hayko Cepkin böğürmesi :)

6. Nefret ettiğiniz ses nedir?
Geğirince çıkan ses(geğirmekten nefret ederim)

7. Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Beni iğne deliğinden geçirecek işler (Dirty Jobs :) )

8. Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz?
Müziğe karşı çok yetenekli olmak isterdim

9. Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
Zeki Kayahan Coşkun

10. Nerede yaşamak isterdiniz?
Monaco yada San Francisco

11. En önemli kusurunuz nedir?
Kindar olmam

12. Size en fazla keyif veren kötü huyunuz hangisi?
Adamına göre oynamayı bilmek (kötüyse tabi)

13. Kahramanınız kim?
Evine ekmek götürebilmek için hayatın içinde çırpınan herhangi biri (başkaları gibi 'polat alemdar' demeyi çok isterdim)

14. En çok kullandığınız küfür nedir?
S.ktir

15. Şu hanki ruh haliniz nasıl?
Neşeli

16. Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
elini her istediğinde kımıldatabiliyorsan;emin ol ki tüm kontrol sendedir. kazanmak istediğin halde kaybediyorsan; sen asla kazanmak istememişsindir

17. Mutluluk rüyanız nedir?
Sevdiğim birini görmek

18. Sizce mutsuzluğun tanımı nedir?
Herkesin içinde aşağılanmak

19. Nasıl ölmek istersiniz?
Ellerimi açmış bir şekilde kendimi hızla gelen bir kamyonun önüne bırakarak(yok o intihar olurdu..cehenneme gitmek istemem..Kalp krizi diyelim biz :) )

20. Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı’nın size kapıda ne söylemesini istersiniz?
Vay..Adamım gelmiş..

İş Buldum Gibi

Milletin işsizlikten kıvrandığı,gençlerinse -bir umut- geleceğini kurtarabilmek için sınavlarla cebelleştiği şu günlerde ben iş buldum..Yanlış anlaşılmasın okulumu filan bırakmıyorum..İşim yazlık iş/part-time filanda değil..Ben 6 sene sonra gireceğim işimi buldum..Hemde çocukluğumdan beri hayalini kurduğum meslekte:reklamcılıkta...

Yukardaki satırları okuyan arkadaşlar benim manyadığımı düşünebilirler..Ama işin aslı öyle değil..Kendimi gayet sağlıklı hissediyorum..İsterseniz en başa sarayımda sizde öğrenin neler olduğunu..(buraya geri sarma sesi olacak)

Biliriniz..Annelerimizin akraba günleri vardır..Hani şu pasta-börek eşliğinde çocukların çekiştirildiği yerler..Geçen gün annemde bu akraba günlerinin birinde imiş..Kadıncağızı şimdiden benim gelecek kaygım sarmış ki konumu açmış..Eğitim kariyerimin gündemindeki maddelerini teker teker kamuoyuna sunmuş..Özelliklede "reklamcılığı istediğim halde onların isteği ile sayısala gittiğim gerçeğini başlarına kakma" maddesi çok büyük ilgi görmüş(ey okuyucu..son cümleyi bir seferde anlamışsan yorumlar kısmına adresini yaz madalya göndereceğim)...Bu durumada Tesadüftür ki doğumdan beri nişanlım olarak kendini lanse etmiş benden yaşca büyük müstakbel eşim reklamcılık dünyasından "Eda abla"da ordaymış(bu da madalyalı cümle)..Sonrada anneme işin gerçeğini anlatmış..Bu işde "maalesef" üniversitesini bitirmenin etkili olmayacağını;dereceli reklamcılık mezunlarının açıkta kaldığı halde alakasızda olsa bir üniversitede diplomalı tanıdıkların işi kaptıklarını anlatmış..Birde üstüne kendisinin Ar Ajans'ta "personel alımlarında etkili" olduğunu eklemiş..Üniversite diploması ile Ar Ajansa başvurmam halinde 'Eda abla ricası' ile işe alınabiliceğimi söylemekte de hiç ama hiç çekinmemiş :)..

Görülen o ki sürekli şikayet ettiğim şu torpil işi sounda da bana yarayacak..Tabi o zamana kadar şirket batabilir,personel alımı olmayabilir,"sevgili nişanlım Eda abla" kovulabilir,bulunduğu mevkiiden düşebilir,hatta ANNEM ABARTMIŞ YA DA EDA ANNEMLE TAŞAK GEÇMİŞ BİLE olabilir..

Ama olsun..İnsanın -doğruluğu kesin olmasada- sırtını yaslayabileceği/kendini avutabileceği bir duvarın olması güzel..

PARÇANIN ANA FİKRİ:1)Olumlu düşünün..
2)Annenizin akraba günlerine gitmesinden şikayet etmeyin...

Biterken:Helldorado-A drinking song çalıyordu :)..

15 Haziran 2008

Ben sanki seni çok seviyodum

Gündem son günlerde fena karıştı..Bir canlı yayın programında sarfedilen "Humeyniyi seviyorum Atatürkü sevmiyorum" sözü gündemin bir numaralı maddesi..Günlerdir tartışılıyor..Şimdi ben o tartışmalara girmeyeceğim..Sadece Umut Sarıkayanın bu duruma nasıl baktığını sizlerle paylaşacağım..



Evet Umut Sarıkaya bu vahim olaya bile son derece yüzeysel bakarak beni yine güldürdü.. Banada O'nu neden bu kadar çok sevdiğimi birkez daha gösterdi..Ancak O'nun gibi biri bu olaya normal yaşantımızdan bir kesit gibi bakabilir..(mizahta bu değil mi zaten)

Anekdot Silsilasyonu

Bu yazıyı Deli-profesör yazmış bende zındık ezmesi olarak yayınlıyorum(noktasına vigülüne dokunmadan)..

*Yeni alıp,pakedini açıp bozduğum veya bozuk çıkan aletin bozulduğuna üzülmem,ama o aleti iade etmek için geri o pakede sığdırmak ölümden beter.Bırak o kutuyu,o kutunun iki katı büyüklükte bi kutu bile olsa sığmaz içine.Elin gavuru aletleri nası paketliyosa.Lego gibi anuna goyim.

*Namaz esnasında cemaatten bi mümin öksürdüğünde niye bütün molozlar sırayla öksürmeye başlar?Acaba ilk öksüren mümin Firestarter mümin midir?

*Evin içindeyken iguana gibiyimdir.Çok yavaş hareket ederim.Ama dışarı çıktığım zaman 10 çita gücünde hızlıyımdır.Bu yüzden önümde g.tünü sallaya sallaya yürüyen dingiller deli eder beni.

*Nası yani lan?Tweety erkek mi?Çok feminen duruyodu ekranda halbüse.

*Uyuşturucu satıcıları ve uyuşturucu paketleri ne zaman yakalansa malların hep aynı kalıpta,aynı turuncu koli bandıyla saklandığını görüyorum.Acaba "Uyuşturucu Satıcıları Derneği" var da bu onların standardı mı?

*Hayatımda havuç yemeye giriştiğim çok olmuştur.Ama bu meret bana öyle sert ve diş yorucu geliyo ki,daha hiç başladığım havucun yarısından fazlasına gelemedim.

*Gurmeyim diye geçiniyodum lan bi de.Tiramisunun peynirden yapıldığını daha yeni öğrendim.

*Gelişme çağında hiç merak edip boyumu ölçmüyodum.Yani şimdi sorsanız net bi rakam veremem.Keza kilom da öyle.Beni 6 ayda bi falan gören annemin komşularına göre uzayıp kilo aldığımı anlıyorum.Gördüklerinde illa ki : "Alii,büyümüşsün lan." tadında bir cümle kuruyolar.Ben de "İyi" diyorum,"Büyümüşüm."

*Hakemler maçta aşırı derecede çamurluk yapanlara yeşil kart çıkarsa ya.Direkt Amerika'ya gönder kurtul.Zenciler gerisini halleder.

*Hiç saf sıkma portakal suyunu kolayla karıştırıp içtiniz mi bilmiyorum ama ben içtim.Berbat!Halbuki ne umutlarım vardı.Votka-kola gibi lezzetli bişey olur sanıyordum.

*Annemden bir klasik daha : "Dağda terörist vuracak yaşa geldin,hala çizgi film izliyorsun."

*Kulağımı parmağımla karıştırdıktan sonra parmağımı burnuma dayar,nası kokuyor diye bakarım.

*Çorabımı zaten koklarım.Onu yapmayan yoktur.

*Otobüse binip ters koltuğa oturduğumda zaten midem bulanıyo,bi de aynı zamanda gazete okumaya kalktım.Boncuk boncuk terler döküldü (suratımdan).Otobüs durağıma 5 dakika daha geç gitseydi yanımdakinin üzerine kesin kusmuştum.

*Bizim evin önündeki doğal gaz kutusunun üstüne basamıyorum.Basınca mayın gibi patlayacak sanıyorum.

*1 GB'lık belleğim yetmiyodu.4 GB'lık Toshiba aldım.Yeni bayramlığıyla uyuyan çocuklar gibi bağlandım lan.Boyun askısına takıp üzerimde taşıdım saatlerce.

Ha-tır-la Sev-gi-liiiii

Hatırla Sevgiliyi bilirsiniz..Atv'de cuma günleri yayınlanan güzel bir diziydi..Güya adalı iki aşığın aşklarını anlatsada alttan yakın tarihimizin gerçek bilgilerini veriyordu(hatta önce adı Zor yıllar olacakmış ancak baazı sebeplerden dolayı hatırla sevgili olmuş)..Bitti..Hüzünlendim..Her ne kadar yayın saati dolayısı ile son kısımlarını kaçırsamda denk geldiğinde hep izlerdim (tek son bölümünü tam izledim)..Hatta Adnan Menderesin asıldığı zamanlarda Ahmet-Yasemin ayrılmasını benle-adı lazım olmayan birinin ayrılmasına benzetip bayaa bi hüzünlenmiştim..Özellikle "zor yıllar" müziği çaldığında bana çok koyuyordu..Dediğim gibi geçen gün bitti hüzünlendim...

Tamam..Bir "Çemberimde Gül Oya" kadar olamadı..Hatta Losttaki gibi bazı zaman kaymaları (:D) yaşandı..Bir çokta hata vardı dizinin içinde..Ama hiç olmazsa güzel bir konusu vardı..Son sahnesinde bir gemiyi adanın her yanındaki insanların görmeside saçmaydı..Ancak kimse bana o sahnede duygulanmadığını söylemesin..Yalancı şerefsizin rn öde gideni ilan ederim O'nu..Heleki Okan Yalabık o duygusal patlamanın üsütne bir mektup okumuştur ki bize..Günümüz olaylarını filanda içine alıp bize tavsiyeler filan veren..O zaman anladım bu diziyi neden bu kadar çok sevdiğimi..

DİZİ İÇİN SON SÖZ:tarih kitaplarımız bize padişah isimlerini saydırırken dizilerimiz "bi gecen 150.000 mi 300.000 binmi" gibi aptalca sorularıyla izleyenlerine beyin amcıklaması geçirtirken yakın tarihimizin asıl kahramanlarını bize anlatan Hatırla Sevgili dizisine sonsuz teşekkürler..Böyle dizilerin çoğalması temennimle..

Biterken:"Hatırla Sevgili Albümünden-Olurmu Öyle Şey" Çalıyordu

filmlerde abazanliga mahkum yanci figuran

Aşağıdaki yazı cinnet geçirmiş bir ekşisözlük yazarına ait..Okurken bayaa bi güldüm..Artık yazarken nasıl bir ruh haline girdiyse..Ben de şimdi nasıl bir ruh halindeysem yayınlıyorum..Gazaam mübarek olsun..(bol küfür içeriyo ayrıca...)


"adaletsizliğinden ötürü bu s.kik dünyaya küfretme nedeni. herkes bilir ki başrol oyuncusunu biraz ön plana çıkarmak kabul edilebilir ama fazlası da abartı be okur- yazarım. ne bileyim yani filmi izliyorum; her boku başroldeki kahraman yapıyor, sanırsın ki süpermen a.mınakoyim. kızı o kurtarıyor, en kral sigarayı o içiyor, parayı o kazanıyor, tüm kahvedekilere çayı o ısmarlıyor. en cilloptan at gibi hatunu yine o kırbaçlıyor. bizim yancı figüranaysa avucunu yalayıp şakşak etmek nasip oluyor. peh, sokarım ben böyle işe. nerde lan eşitlik, böyle mi olacaktı mınakoyim.

çocukluğumdan beri izlediğim bu tip her film ruhumu daraltmıştır. al sana kahramanla yancının diyaloğu. haa bir de kahramana herkes abi çekerken figüranı kimse s.klemez, adıyla hitap eder adama, hatta o adam bile değildir;

{nasıl olmuşsa olmuş figüran başrol oyuncusuna ilk defa kafa tutmuştur. biz filmi izleyip vay anasını sonunda dayanamadı ve isyan etti lan adam derken, başrol oyuncusu figürana tokatı basmıştır bile. ellerin kırılsın pezemenk}

- ben de seninle gazinoya gelmek istiyorum orhan abi, benim neyim eksik?
+ nsen gelmeyeceksin dedim ismail. bu biraz özel bir gece.
- ben de gelmek istiyorum. yeter lan a.mına korum böyle işin. her yerde sen popülersin. ben yanında sığıntı gibiyim. bana da yazık değil mi? he. biliyorum kızla buluşacaksın. ayla ile. ben de gelsem nolur sanki. ayla çok güzel bir kız.
+ nyeter uleyn [şrrrakkk] {aha bastı tokadı}
- ühühühühüh... sen... bana vurdun.... vur abi sen de vur. babam ben doğmadan evvel basurdan ölmüş.. annem de prostattan gitmiş. kimsem yok bi sen varsın, sen de vur bana abi..

o senaryonun içine tüküreyim ki ben, şu adamın tüm asiliği bir tokatla gittiği gibi şimdi jönümüz pişmanlıkla elemana sarılacak ve büyüklük yine kendisinde kalacak. olan tokatı yiyen figürana oldu a.mınakoyayım. ne zaman bitecek lan bu adamın çilesi.

- nafedersin ismail. sana vurmak istememiştim. gel sarılayım.. nbarışalım.
+ ühhüühüh. olsun abi sarıl.. canın sağolsun. sen yine benim abimsin.

hay s.keyim seni de abini de.. vurduktan sonra bile sen benim abimsin diye yavşayan adamın hakkını ben korumam arkadaş.. adam çaktı ya kulağının dibine, nasıl da yumuşadı hemen. s.ktir ne halin varsa gör.

keşke bir gün de böyle figüran gelse, jönü tahtından etse, jön evinde s.kini avuçlarken figüran fıstık gibi kızları götürse, jön yerde izmarit toplarken figüran marlboro sigara içse. ah ah, bunu gördüğüm gün artık gözüm açık gitmeyecek anasını satiyim."

Özledim..

ve en çok seni özledim ben.
karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
her teyzeyi annen gibi sevmeni.
sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı. seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan.
kısa pantolonlu siyah beyaz halini.

bir lokma boyunu.
diz çöküp yere sımsıkı... ama çok sıkısarılmak sana.
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum! !


Bu şiir bir rivayete göre Cem Yılmaz'ınmış..Hiç böyle bir çocukluk yaşamadım ama ilk okuduğumda bana çok duygusal geldi..Bende paylaşmaya bu şiirle başlamak istedim..Hem şimdi bloglarda ilk postun şiir olması çok moda..