31 Ekim 2008

Tanıştığıma Sevindim :)

Sevgili evcilpanda ailesi
Ben Didem, aranıza yeni katıldım. Hayatı tîye alamadığım için bu tarz yazılara uzağımdır. Yani hayatta ki birçok şeye çok fazla önem veririm. Ama elimden geldiğince yazı paylaşmaya çalışacağım. Evcil Panda benim çok ciddi biri olduğumu söylemiş. Sanırım kendisi beni genellikle görev başında gördüğü için öyle düşünüyor. Görev ve sorumluluklarıma önem veririm. Bu nedenle disiplin ve prensiplerden taviz veremem. Ama günlük hayatta ne kadar farklı olduğumu kendisi de biliyor. :) Edebiyat, psikoloji, felsefe, tarih -özellikle siyaset tarihi- büyük ilgi alanlarımdandır. İnsanları dinlemeyi severim, iyi empati kurabilirim ve bugüne kadar benimle konuşup da pişman olan hiç kimse olmadı sanırım. Çünkü bunların yanında iyi sır tutarım. Genellikle sessiz kalıp olayları incelemeyi tercih ederim. İyi bir izlenimcinin az konuşsa bile öz konuşacağı inancındayım. Ayrıca iyi bir izlenimcinin her şeye söyleyebilecek bir sözü vardır.

Yazılarım genellikle hayal ürünüdür. Kimse için bir şiir yazmamışımdır belki de. Ama çevremdeki olayları ilham kaynağı olarak kullanırım. Yazdığım bir şiir aşk şiiri gibi gözükse bile bu benim ne aşık olduğumun ne de bir sevgili için yazıldığının kanıtıdır. Hayalperestimdir... :)

Aklıma şuan bunlar geliyor. Sizlerle tanıştığıma sevindim :)

30 Ekim 2008

Tanıştırdığıma Sevindim

Müjdeler olsun...Nur topu gibi bir pandamız oldu..Zaten uzun zamandır yeni bir renk katmak istiyordum bloga.."Didem" adlı (nicki de bu sanırım) arkadaşımız beni kırmadı ve beraber yazmayı kabul etti..Yakında kendisini tanıtır ama ben biraz tiyo vereyim size..İlk blog denemesi..Daha çok melankolik yazılar yazmayı sever..Şiir yazdığı da görülür..Son derece ciddidir..Sanırım yazıları da öyle olacak (-sonunda panda da ciddi birşeyler okuyabileceğiz)...Sanırım bu akşamlık bunlar yeter..Sonra devam ederiz yeni yazarımızı çekiştirmeye..Sevgili blogger alemi bu Didem,Didem bunlar da çok sevgili blogger alemi :)..

29 Ekim 2008

29 Ekim Pandası

Hepinizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun...Hazır Blogger'da açılmış :P...
(*Ayrıca şu yazıda adı geçen "gıcık" sonunda ziyaretimize geldi..Bizi unutmamış, -biraz burukta olsa- sevindim:P...)

25 Ekim 2008

Ne Desem?


sevgili internet sansürcüsü;
size önce kafam girsin, sonra bir daha girsin...
hatta ne kafamı direk ben gireyim...
kızdın mı??o zaman tüm blogger alemi girsin...
bugüne kadar blogger'da yazmış ve okumuş olduğum her kelime tek tek girsin..
yetmedi toptan interneti sökün -ki zaten yakında hiçbir işe yaramayacak- üstüne oturun..
belki o zaman birşeyleri anlarsınız..
anlamadınız mı?
o zaman söyleyinde laptopumu göndereyim bir de onun üstüne oturun..
bu konuda diğer internet kullanıcılarında seve seve size yardım edeceklerini tahmin ediyorum..
buyrun size kapatma sebebi...
şimdi blogumu kapatabilirsiniz...
not...bir de worldpress diye bir arkadaş varmış...onunda kafası uzun zamandır size girmek istiyormuş..sevgiler...

önemli:Bloggera sorunsuz girmek istiyorsanız şuraya bir bakın derim..Tabii böyle bir sorununuz varsa nasıl buradasınız anlayamadım :)...

23 Ekim 2008

Süper Panda

Pek çok insan gibi uykuya dalma problemim var..Özel bir nedeni yok..Kendimi bildim bileli o yatma ile uykuma durumuna geçme arasında epey sorun yaşamışımdır..Bu boş (diyecek başka kelime bulamadım) zamanda hayal kurarım,düşünürüm,-sabaha unutulmak üzere- süper projeler yaparım vs..Arada sırada ise -genellikle konu sıkıntısı çektiğimde- "ben x olsam" oyununu oynarım..Geçtiğimiz gecelerden birinde süper kahraman olsam ne olurdu diye düşündüm..Ama önce hangi süper gücümün olacağına karar vermek lazım....

-Uçabilsem?Yok istemem..Yürürken yoruluyorum ben..Uçmak kaç kat daha zor..Şimdi kim uçacak?Hem yükseklik korkum var benim..

-Geleceği görebilsem?İstemem..Kendimi biliyorum çünkü..En ufak olayın sonunu görebilmek için geleceğe giderdim..Hiçbirşeyin tadı kalmaz...

-Gözlerimden ateş çıkarsam?İnsan ırkı için bir felaket olurdu..Zevkine günde yüzlerce insan öldürürdüm...ayrıca her gün mangal yapardım -o başka-...

-Zihin okuyabilsem?Herkesin herşeyini bil..İğrenç bir duygu..

-X-ray gözlerim olsa?Bir kere ben bu gücü kontrol edemezdim..diyelim ki adamın cebinde silah var mı yok mu ona bakacağım..en az iç organlarına kadar giderdim..kontrol edilmesi kolay bir güç alayım ben...

-Zamanı durdurabilsem?Ne yapcam..Zamanı durdurup adamın burnuyla mı oynayacağım?Ya da pantolonunun markasına bakarım di mi..Geeç...

-Ölü insanlarla konuşabilsem?Korkarım bir kere..Ne öyle ağzı yüzü dağılmış zombilerle konuşcam..Tanımamazlıktan gelir yoluma devam ederim...

-Anormal güçlü olsam? Kendimi kontrol edemem, bir dokunuşta herşeyi yıkarım..Ondan sonra süper kahraman olmuşun neye yarar?

-Görünmez olsam? Kimse seni hesaba almıyor gibi..Görünmez olduğumu unutup depresyona girerim...

-Örümcek hislerim olsa?Çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için sürekli tehlikeli ortamlara girerim..Olmaması daha iyi gibi..

-Çok uzaklardaki sesleri bile duyabilsem?Şimdi duyulacak ses var duyulmayacak ses var..Dünyada 6 milyar insan olduğunu kabul edersek ben kimi duyacağım şimdi?

-Sesimle binaları patlatsam?Bu özellik zaten bende var..Binaları patlatamasam da insanları kaçırmaya yetiyor..Ayrıca banyoda hep şarkı söylediğim düşünülürse sağlam bina kalmaz..

-Ölümsüz olsam? Kim yaşayacak şimdi?

-Hayvanlarla konuşsam? İnsanlar bitti sıra hayvanlara mı geldi?

-Direk Batman olsam? O para bende olsa hiç Gotham-City ile uğraşmam..Dünya turuna çıkarım mesela...

Gördüğünüz gibi bir yetenek beğenemedim..Beğensem dünyanın bir sorunu kalmayacaktı ama kısmet işte:D...(biterken "Miley Cyrus - 7 Things I Hate About You" çalıyordu)

12 Ekim 2008

Mutsuzluk...

çok garip bir şey keşfettim bugün..sebepsiz yere çok mutlu veya mutsuz olabiliyorum..bu huyumla ilgili başkalarından fazlaca söz işitmiştim ama insan kendi fark edince daha kötü oluyor..evet ben bir "dengesiz"im..bugün yine o mutsuz olma saatlerinin birinin içindeyim..kendime onlarca mutsuzluk nedeni buldum..bunlardan birini sizlerle paylaşmak istedim..

aslında sadece bana ait değil bu..sanırım her insan hayatında en az bir defa düşünmüştür (yada ben öyle düşünüyorum)..hakkındaki çoğu şeyi bildiğiniz -hatta karşılaşsak kırk yıllık tanışıyormuş gibi hissedeceğimiz- insanlar bizi TANIMIYOR..dünyada olup olmadığımızdan bile haberleri yok..ne kadar entresan (belki acı) değil mi?

mesela şu insan beni tanımıyor/büyük ihtimal hiç tanımayacak...o benden habersiz şimdi oturup içkisini yudumlayıp film seyrediyordur belki..ben de dünyanın herhangi bir yerinden kulaklarını çınlatıyorum..ama o kimin kulağını çınlattığını bile bilmeyecek...rezalet...

biterken cnbc-e'de madman'in tanıtım şeysi çalıyordu..araştırdım..david carbonara-babylonmuş..çok güzel melodisi var..

9 Ekim 2008

Tanışalım..Ben de Panda

Blog aleminde "mim" diye yeni bir şey çıktı..Daha doğrusu öncedende varmış ama ben yeni gördüm..Peki ne demek bu mim??Kabaca; okunan bir yazıdan pası alarak konuyu kendine monte etmek(kendine göre yorumlamak)..Sanırım böyle bir şey..En azından ben bunu anlayabildim..Bu olay benim öncedende yaptığım birşeydi..Ama tabiri bilemediğim için ben onları mimden saymıyordum..Bu yüzden "mim"i öğrenir öğrenmez ilkini yapmak için aramaya koyuldum..Fazla uzağa gitmemiştimki karşıma şu çıktı..Hiç pası kaçırırmıyım?Uzak mesafeden gelen pası göğsümde yumuşattıktan sonra biraz allayıp pullayıp Allah ne verdiyse vurdum..Gol mü değil mi bilmem ama top (mim) gitti sayılır..Birazdan yola çıkacak işte..Neyse..Mimlerinizi beklerim efendim:)...Ama önce..Tanışalım..Ben de Panda...

1)En başta şunu söyleyim dünyanın en zevksiz adamı benim...Utanmadan Fatih Ürek bile dinleyebilirim..Hatta sahneye çıkıp "hadi hadi"yi söylediğimi daha önce yazmıştım..

2)Kişiye özel karekterlerim vardır..Farklı insanların yanında farklı kişiliklere bürünebilirim..Konuşmam,tarzım,yürüyüşüm vs. herşeyim değişir..Bazen düşüncelerimin bile değiştiği görülür..

3)Stresliyim..Ufacık bir sorun bile olsa onu gözümde büyütebilirim..Hatta sinir krizlerine girerim..Bu konuda nickimle mükemmel bir uyumum vardır..Bildiğiniz gibi pandalar ormandan gelen en ufak bir ses yüzünden streslenip ölebilirler..Ben ölmesemde çıldırma noktasına gelirim..

4)Kendilerine manyak, çatlak diyenlere gıcık olurum..Hemen kendilerine angut,dangalak,gerizekalı,moron gibi lakaplar öneririm (tabii ki içimden)..Nasıl olsa hepsi de aynı kapıya çıkıyor..

5)Dağınığım..Aynı zamanda dağınıklıktan nefret ederim..Ama ikisini bir arada gayet güzel götürebilirim..(nasıl diyenlere özel not:Dağınık yerden kaçarım..Bir gün mutlaka keyfim yerinde olur..O zaman düzenlerim..)

6)Özenirim..Gördüğüm güzel bir giysinin ardından "Ah şu gömlek(/t-shirt/pantolon vs.) bende olacaktı kii" derim..Ama aynı ürünü bulduğumda bana olmaz..Üzerimde b.k gibi durur..Durumu kurtarmak için "yok yok onunki farklıydı" derim..

7)Çocuklardan nefret ederim..Elimden gelse hepsini büyüyünceye kadar bir adaya kapatırım..Sevdiğim çocuk sayısı çok azdır..Onlarla da asla "çocuk gibi" konuşmam ve oynamam..Mızmızlanmaya başlarlarsa fena azarlarım..Bana göre dünyadaki en iğrenç şeylerden biri çocuk ağlamasıdır..Ayrıca "ben hala çocuğum" diyen insanlardan da duble nefret ederim..Derhal o çocuğu büyütmelerini isterim..Etrafımda çocuk gibi konuşan biri varsa oradan koşarak uzaklaşırım..Lunaparklar asla girmeyeceğim yerlerdir..Palyaçolara karşı zaten fobim var..İçinde "çocuk çetesi" geçen hiç bir filmi izlemem...

8)Komplo teorileri ile kafayı bozan insanları pek sevmem..Özellikle "dünya sadece 4 ailenin elindeee..onlar ne istiyorlarsa onu yapıyorlağğr" gibi konuşan insalara kafa sallar geçerim..Doğru olsa bile -o ailelerden biri benim ailem olmadığı sürece- umrumda değil..

Ve adım "Enis"...Panda değil..Tanıştığımıza memnun oldum efendim...

4 Ekim 2008

Röportaj :Testere

Panda olarak yine olay yaratacak bir işe imza atmış bulunmaktayım..Daha önce kimsenin röportaj teklifini kabul etmeyen "testere" ile buluşup eğlenceli bir röportaj yaptım..Bunu sizle paylaşmanın haklı grurunu yaşıyorum efendim..Okurken eğlenmenizi dileği ile..İşte karşınızda birçok bilinmeyen gerçeğin cevapları ile testere..


Öncelikle röportaj teklifimi kırmadığınız için teşekkür ederim bay Jigsaw..
Önemli değil..Seninle röportaj yapmak benim için bir zevk Panda..

Yalnız anlamadığım bir nokta var..3üncü filmin sonunda ölmüştünüz..Benimle nasıl röportaj yapabiliyorsunuz?
Bu bir...kaset kaydı Panda...Ben öldüm diye herşeyin bittiğini mi sanıyorsun?ha?

Amanın..Oyun başlamadan sorulara geçelim en iyisi..
:)

Öncelikle testere olmanızdaki amaç ne?
İnsanları yanlışlarından döndermek,onlara iyilik yapmak tabii ki...

Yeme bizi John..Onca film boyunca Amanda dışında kurtulan olmadı..O da sizin yüzünüzden ölmüştü zaten..Nasıl iyilik bu?İnsanları yanlışlarından döndermek için temiz bir dayak atsan daha kolay olmazmıydı?Bizim ülkemizde böyle yapılıyor ve çok başarılı mesela..
(John bozuluyor)tabii..bu da bir bakış açısı..

3üncü filmde bu işe başlama nedenim trafik kazası demiştiniz..Sonra bir madde bağımlısının çocuğunuzu öldürmesi yüzünden testere olduğunuz iddia edildi..Gerçek başlama nedeniniz ne peki?
Aslında baba mesleği bu..Benim babamda testere idi babamın babasıda..(gülüşmeler)

İlk oyun neydi peki?
Mahallemizde Almanya ile ilgili malum geyiği yapan bir adam vardı..Buna laboratuar ortamında zehirli bir gaz verip Almanyaya yolladık..Ya gazı çıkaracaktı ya ölecekti..Sonuçta Almanlar tarafından bir güzel dayak yedi geldi...

Gördüğümüz kadarı ile çok masum bir oyun..Ne oldu da görevler birden bire canileşti?
Söylediğin gibi anne karnındaki çocuğumu öldürdüler..O günden sonra oyunları biraz abartmış olabilirim...

Yenisini yapamaz mıydınız?:)
Doğruyu söylemek gerekirse; o benim aklıma da geldi ama eşşekoğlueşşek senaristler kabul etmedi.."Yoksa filmi çekmeyiz" diye beni tehdit ettiler..Ben de oyunların şidddetini artırmak zorunda kaldım...

Oyunları John ile Tubitak dönüşümlü olarak hazırlıyor gibi dedikodular var..Hatta Tubitakın hazırladığı oyunlar daha zor oluyormuş..Doğru mu?
Yok öyle birşey..Hepsini kendi ellerimle hazırlıyorum..Bu dedikoduları niye çıkarıyorlar anlamıyorum..Aynı şeyi Öss sınavı içinde yapıyorlardı eskiden..

Bildiğimiz kadarı ile hiçbir maddi geliriniz yok..Oyunları nasıl hazırlıyorsunuz?
Sponsorlarım var..Mesela oyunlarda kullandığımız bıçaklar Kütahya Bıçak Sanayiinden geliyor..Öyle böyle idare ediyoruz..

Ne kadar devam edecek testere serisi?
İyice suyunu çıkarasıya kadar devam edeceğiz..Tahminen 999 film filan olur..Her bir testerenin 3 film dayandığını düşünürsek sonunda herkes kendi kendinin testeresi olacak..

Oyun oynamaktan çekindiğiniz isimler var mı?
Tabii ki var..Lost adasındaki Benjamin Linus'dan çok çekiniyorum mesela..Onunla 2 dakika konuşsam kendime oyun hazırlamaya başlarım herhalde..Birde sen varsın...çünkü çok mızıkçısın..(burda John gülüyor)

İsterseniz birazda özel hayatınıza girelim..Jigsaw boş zamanlarında ne yapar?
Şu günlerde zamanım en iyi yanık kremini araştırmakla geçiyor..Malum..bulunduğum yer fazla sıcak..Çok insanın ahını almışım hayattayken..

Amanda?İsterseniz okurlarımızla onu nasıl tavladığınızı anlatın..
İsterseniz o sır bende kalsın :)

Gitmeden önce son sözleriniz...
Eşşhedü en laa ilahee......( xP )

Biterken "gokce - aradım seni" çalıyordu :)..

2 Ekim 2008

Eğer Öleceksem 2!...

bildiğiniz gibi geçen hafta bir mim atmıştım blog alemine. "ölmeden önce yapacağınız 7 şey nedir" diye sormuştum. hatta kendimede 5 kurban bulmuş; cevaplamamaları halinde ısdırapları olacağımı-evlerini kundaklayacağımı filan anlatmıştım. yaptığım bu nazikçe ricadan sonra sağolsunlar iyi kötü hepsi bir fikir beyan etti(yeşim özdemir dışında). elimde geniş bir mim cevap yelpazesi var. kimi "ne lan bu? böyle mim mi olur? doğru düzgün mimlerle karşıma gelin hulayyn. evcil panda akıllı olsun akıllı" diye cevap verdi. kimi "şu an meşgulum canım sonra dönücem ben sana" diye başından savdı. "bana 7 gün yetmez hacı 7 yıl olsun" diyen bile oldu. ama hepsi güzel cevaplardı...kıskandım. mimi cevaplayan kurban arkdaşlara teşekkürü borç biliyorum. ve işte karşınızda benim "bucket list"im.


-1-çevremdeki insanlara haklarındaki gerçek düşüncelerimi söylemek.

-2-günümüzdeki hava koşullarını da düşünürüsek yağmurlu havada gökyüzüne birşeyler itiraf etmek(bkz.how i met your mother1x22). mesela son anda söylemekten vazgeçip "ne söyleyeceğimi unuttum" dediğim şeyleri söylebilirim. maksat içimde kalmasın (evet hiçbirini unutmadım).

-3-sevdiğim biri ile tüm bir gün boyunca film izlemek. bir battaniye altında ve sınırsız patlamış mısırla. sonrasında da o uykulu kafa ile gün doğumunu izlemek.

-4-sesim ne kadar berbat olsada bir şarkı kaydetmek.

-5-hayatımda birkez bile olsa tenis,paintball ve lazer-tag oynamak.

-6-evimde ve kendimde bir türlü cesaret edemediğim değişiklikleri yapmak. mesela evimi kendim boyamak,sevmediğim eşyaları yakmak, piercing taktırmak, saçımı kırmızıya boyatmak.....(sonradan aklıma geldi:kesinlikle dövme yaptırmak)

-7-son olarakta monaco'ya gitmek. sanırım buna yetecek kadar param var.